Amaç boyamak değil ki, gerçek metali oraya koymak. Görüntü olarak ta çok farkediyor. Böyle ufak tefek ayna-tampon kenarı rötuşunda Testors chrome silver idare ediyor amd böyle scriptlerde BMF den şaşmamak lazım...

Korkut Abi güzel gidiyor.Özellikle iç mekan çok güzel olacak.

Yalnız aracın boyası biraz portakal kabuğu olmuş.Compound'luk iş var gibi

kese atıldıktan sonra parıldar, kolay gelsin.

Paspas aksesuar değil, arabanın kendi döşemesine entegre olanından. Orijinal fotoğraflara baktım ben de...
En büyük detay sorunum emniyet kemerlerinde. Bir sürü fotoğraf indirdim, o yarışlarda çekilmiş oln, kimisinde emniyet kemeri takılmamış bile!
Zaten konserve gibi sıkış-tepiş oturduklarından herhalde, kıpırdayacak yer kalmamış!
Bazısında da bildiğimiz 3 nokta takılmış gibi duruyor. Arabanın pilotu Aaltonen'e sordum ama lütfedip henüz bir cevap yazmadılar!

Motor bölümü toplandı. Hayret verici bir şekilde, termostat ve radyatör arasındaki hortum kısa yapılmıştı. Daha sonra artık parçalar kutumdan uygun bir hortum bularak buraya göre kestim.



Motor bölümüne elim değmişken biraz daha detay atayım dedim. Kalorifer ve vakum hortumları (siyah telefon teli) ile fren ve debriyaj boruları (0.3 mm alüminyum tel) yerlerine göre kıvrıldı, japonla yapıştırıldı.
(Bu elemanların gireceği yerler daha önceden 0.5 mm matkap ile delinmişti..)

Tebrikler hocam.

Emre, aracın zaten ağırlığı yok! Küçücük birşey!

Sanıyorum o zamanlardaki sınflandırma kriterlerinden kaynaklanıyordur. Koltukları sökse çok tadilat görmüş sayılacağından bir üst sınıfa sokulurdu, bu da çok daha güçlü araçlarla aynı sınıfta olmak demekti ve herhalde bunu istemediler. Sonuçta fark etmedi zaten; 1964, 65 ve 67 de üstüste genel klasman birincisi olmuşlar.
Aslında 1966 da da birinci gelmişler (birinci derken, bütün bu senelerde üst sıralarda 2şer araç daha var yani hat-trick gibi gitmişler).
Fransızlar bunu yediremeyip araçları 8 saat süren incelemeye almışlar, "nasıl ihraç ederiz" diye. Sonunda spotların Fransa trafik normlarına aykırı bir yerini bulmuş ve 3 arabayı da ihraç etmişler, 1966 yılını bu sayede Citroen kazanmış! Tabii bu Mini'nin ününü daha da pekiştirmiş. Ertesi yıl, 1967 de Fransız kurallarına uygun spotlar takınca ve yine hat-trick gibi olunca Mini'nin ünü iyice perçinlenmiş.

Bir bilgi daha vereyim; klasman yapılırken güçlü-güçsüz araçlar arasındaki farkı dengelemek için bir katsayı uygulanıyormuş. Aslında Miniler zaman olarak az geride olmalarına rağmen, katsayı avantajı ile bu dereceleri yakalamışlar.

Bu araba, 1967 de 1. olan Rauno Aaltonen'in kullandığı araba.

Güzel gidiyor.Kolay gelsin

+1