Blitzkrieg fikrinin temeli, 1. Dünya Savaşı’ndaki yenilgi sebeplerini inceleyen Alman ordu heyetlerinin durum raporlarına dayanır. Bu raporlarda, Almanya’nın savaşı kaybetme nedenleri incelenmekteydi ve heyete göre, “Tank” gibi bir silahın üretiminin geri plana atılması, “makinalı tüfek” silahına savaş başlayınca kadar ilgi gösterilmemesi gibi etkenlerle yıpratıcı siper savaşı Almanya’nın kaybetmesinde önemli rol oynamıştı.

1920lerde Almanlar yeni savaş doktrinleri üzerinde çalışmaya başladılar. Bu sıralarda Avrupa’da İngiltere ve Fransa’da mekanize araçlar ve bunların kullanımıyla ilgili fikirler oluşmaya başlamıştı, Almanlar bu fikirlerin çoğunu kullanmasalar da hemen hepsini gözden geçirdiler ve kendi zırhlı doktrinlerini hazırlamaya başladılar. Buna ek olarak, Alman yüksek komutasının istediği şey uzun ve tüketici siper savaşlarına seçenek oluşturacak yeni bir doktrindi. Doğu’da 1. savaş sırasında Ruslarla geniş arazilerde çok sayıda manevra yaparak savaşmak zorunda kalan Almanlar, burada uyguladıkları yüksek hareketli savaş taktiklerinin işlerine yarayabileceğini düşündüler ve bunu mekanize birliklerle birleştirme fikriyle “Blitzkrieg” doktrininin temelleri atıldı. Blitzkrieg denince akla şüphesiz ilk gelen isim de Heinz Guderian, kendisi her ne kadar fikrin temelleri için özellikle Liddell Hart’ı gösterse de, Liddell Hart fikirlerin çoğunun kendisine ait olmadığını açıklamıştır. Guderian, gerek batıda gerekse doğuda Blitzkrieg’in uygulanmasındaki en etkili ve önemli kişidir.

Blitzkrieg nedir? Temel olarak düşman direnişine yapılacak yoğun saldırılarla zayıf bir nokta bularak bu noktaya zırhlı birliklerle yüklenmek ve bir gedik açmak, bu gedikten düşmanın gerisine sızarak onu çembere almak ve durmadan ve yoğun bir şekilde düşmana yüklenerek herhangi bir organize direniş göstermesine izin vermemektir. Uygulanması için esnek bir komuta kademesi, bağımsız ve hızlı hareket edebilen zırhlı birlikler, bunlara bağlı mekanize piyade birlikleri ve düşmana durmadan baskı yapabilecek topçularla, yer desteği sağlayacak güçlü bir hava kuvveti gerekir. Küçük kuvvetlerin koordineli bir şekilde kullanılması sayesinde, sayıca az, silahça daha güçsüz birlikler kendilerinden kalabalık ve daha iyi donanımlı birlikleri yenebilir.

Blitzkrieg’in ilk aşamasında, hava kuvvetleri düşmana baskın vererek düşman uçaklarını yerde imha etmeye çalışır ve yoğun saldırılarla düşman hava kuvvetlerini bertaraf eder. Bunu topçunun düşman savunma hatlarına yüklenmesi ve piyade desteğiyle yoğun bir saldırının başlaması izler, bu büyük saldırıdaki amaç “Schwerpunkt”- “Odak noktası” adı verilen, düşmanın savunmasında kopma yaratacak bir zayıflama oluşturmaktır. Schwerpunkt oluştuğunda ise, zırhlı birlikler tüm güçleriyle buraya yüklenir ve buradaki savunmayı çökerterek düşmanın savunmasında bir delik açar. Bu sırada zırhlı birliklerin havadan yer saldırılarıyla desteklenmeleri gerekir.

İkinci aşamada, açılan gedik bir “menteşe” haline getirilir. Zırhlı birlikler bu menteşeden düşmanın gerisine sızar ve çevrelemeye başlar, bu sırada mekanize birlikler açılan gediği tutarak zırhlılara destek verir. Bu menteşe noktasından hareket eden zırhlılar düşmanın geri bölgesine sarkarak saldırıya devam eder ve bir kaldıraç oluştururlar. Bu aşamada, hava indirme birlikleri de kullanılabilir. Bunun iki etkisi vardır, birincisi hava indirme birliklerinin düşman gerisinde saldırıya geçmesiyle yaratacakları moral çöküntüsü, ikincisi de bu birliklere ulaşmak için hızlı davranmak zorunda kalacak dost birliklerin saldırı hızını yavaşlatmadan hücum etmeleri.

En son etapta, kaldıraç kullanılarak düşman savunması dağıtılır ve çevrelenmiş ufak gruplar haline getirilir. Savunma sistemi yıkılan düşmanın en çok kayıp vereceği bölüm burasıdır, çevrelenmiş kuvvetleri kolayca yok edilir veya esir alınır.

Blitzkrieg, adından da anlaşılacağı gibi gücünü “hız” ve manevra kabiliyetinden alan, ağır ateş gücüyle değil hızlı ve yıpratıcı saldırılarla düşmanı çökertmeye odaklanan ve psikolojik savaş etkilerinin çok önemli bir yer tuttuğu bir savaş doktrinidir. Özellikle düşmanın art bölgesine hava indirme birlikleriyle müdahale etmek, yer saldırı uçaklarındaki çeşitli değişikliklere gitmek (meşhur Ju-87 Stuka’ların iniş takımlarına özel düdükler yerleştirilmesi ve bunların uçak pike yaptığında ötmesi, BF-110ların köpekbalığı ağızları gibi), yoğun saldırı altındaki düşmanın geriden zırhlılarla kuşatılması, vs gibi örnekler, Blitzkrieg için düşmanın moralinin çökertilmesinin de hızlı ve etkili sonuç almak için ne kadar önemli olduğunun işaretidir.

Özetlersek, küçük ve birlikte koordineli şekilde hareket eden birliklerin düşmana çok hızlı ve moral bozucu bir şekilde saldırması ve düşman savunmasını yıpratıp parçalayarak zafere ulaşması diyebiliriz. Tarihsel olarak Blitzkrieg’in başarıya ulaşma sebeplerinden biri de müttefiklerin benimsediği piyade odaklı, sabit savunmaya ve yoğunlaştırılmış ateş gücüne dayanan ve zırhlı birlikleri piyade emrine vererek piyade desteği için kullanan anlayıştır diyebiliriz. 1942 sonrası gerek Guderian’ın ordudaki etkisini yitirmesi, gerek müttefiklerin Alman taktiklerini öğrenmeleri ve gerekse 1944 sonrası çok gerekli olan hava üstünlüğünün müttefiklere geçmesi Blitzkrieg’ın başarısızlığını ve sonunu getirmiştir.