Bundan üç sene evvel Tamiya 1/48 FW-190'ımı o
zaman elimizde bulunan bilgiler ışığında modellemiştim. Aradan geçen süre zarfında
bu uçağımız hakkında daha detaylı bilgilere ulaştık. Hatta bazı özel koleksiyonlardan
şahsıma gelen fotoğrafların birer kopyasını Havacılık müzesinin arşivine teslim
ettim kaynak olarak ama maalesef bu uçakları iki örnek haricinde henüz model
olarak görmek nasip olmadı. İş başa düştü diyip bir adet modellemeye karar verdim.
Doğumgünü hediyesi olarak Batur bey tarafından şahsıma verilen Hasegawa 1/32
Fw-190A8 kitini başlangıç noktası olarak almaya karar verdim
Öncelikle Hasegawa'nın kabus olarak nitelendirilebilecek bu kitini biraz anlatmak
isterim. Model dışa detay ve ağzına kadar perçin dolu, koli bandıyla bile dry
fitting yapmak pek olası değil.
İlk olarak elimdeki dökümanların ışığında uçağı A8 den A3 e nasıl backdate etmem
gerektiğini planladım. Dış görünüş olarak 4 ana başlıkta toparladım yapılacak
tadilatları
1- Motor kaputu:
A3 ve A4 serilerindeki stabilite problemleri mühendisler tarafından motor daha
öne yerleştirilerek çözülmüş. Bunun kite yansıması ise motor kaputunun şekil
şemal olarak sabit kalması ama gövdenin önüne parça konulması şeklinde olmuş.
A4 ve A5 çizimlerini kıyaslayarak kesilmesi gereken parçanın ebatlarını modelin
üstüne işaretledim
2- Kuyruk tadilatı:
A3 modelinin anten bağlantısı diğer modellerin aksine dik olmayıp istikamet dümenine yamammış
şeklinde olmasıdır. Bunu da çizimlerden faydalanarak tadil etmem gerektiğini farkettim.
3- Gövde tadilatı:
Dikkat edilmesi gereken iki nokta var, İlki radyo kapağı; A3 ve 4 lerde bulunan
radyo kapağı A5 ve sonrasının dikdörtgen şeklinin aksine kare formuna sahip
ve bir panel önde bulunuyor. İkinci nokta ise egzoslar. A4 ve sonrasının aksine
A3 ün egzosları kapaksız.
4- Kanat altı:
A3 lerin dış tüfeklerin altındakabartılar mevcut. Mevzu bahis kitse ise değişik
bir silah varyasyonu olduğu için direkt düz kapaklar verilmiş. Bunun haricinde
ise A3 yapmak için iniş takımı iç kapaklarını yapmak ve gövde altı egzos çıkışı
için o bölümü tadil etmek gerekiyor
Öncelikle burnun kesilecek parçasını çizimlerden ölçerek ve Tamiya 1/48 kit
ile sağlamasını yaparak işaretledim. Akabinde aynı sağlama metoduyla gövdedeki
çizgilerin yerlerini belirttim.
Detay açma aparatını tritool şablonlar yardımıyla kullanarak detayları açmaya
başladım. Şablonu bantla sabitledikten sonra 3 sağlam geçiş istediğim derinliği
yakalamamı sağladı.
Gene şablon marifetiyle gövdede
olması gereken kapakları açtım. Matkap ucu yardımıyla jig vesaire için gövdede
bulunan delikleri deldim.
80 - 500 aralığındaki zımparalarla
gövdenin perçinlerini sıfırladım. Gerçek uçakta zor görülen bu detayların
bu ölçekte görülebilir olması oldukça abes kaçmaktadır çünkü. Tekrar açtığım
perçin detayları yalnızca kanat gövde bağlantı noktalarındaydı. Nitekim bu
kısım en çok stresi alan yer olduğu için o perçinler o bölgede deformasyon
yapmaktadırlar zamanla.
Sıra kanatlara gelmişti. Bütün
çizgileri işaretledikten sonra aynı işlemleri bu bölgeler içinde yaptım.
Kanatları altlı üstlü içe çevirdikten
sonra gövde altı egzos çıkışını yapmak için sırasıyla iç kısmını karbonat
japonla destekleyip dışardan takoz üstüne sabitlenmişi zımpararayla yemeye
başladım.
Uygun seviyeye indikten sonra
macunla yüzeyi düzeltip simetriyi sağladım.
İniş takım kapakları iki kademeli
olduğu için önce iç tarafları plastikten kesip uygun şekle sokup gereken yere
oturttum. Macunla yüzeyi düzelttim ardından
Kapakların geri kalanınıda aynı
şekilde yaptım. İç tarafı mükemmel olmadı ama bu kusurun görülmesi için fiber
optikli kamera filan sokmak gerekiyor araya.:)
Kapaklara son kat macun ve zımparayı
tatbşk ettikten sonra çizgileri şablon marifetiyle açtım. O esnada egzoslara
macun yardımıyla A3 lerde olması gereken şekli az çok verdim. Gerçi olması
gerekenden daha enli oldu benimkiler ama bu çapta kalkıştığım ilk tadilat
olduğu için bu o noktalarda fazla durmamaya baştan karar vermiştim. Nitekim
masamda bitirilmeyi bekleyen modellerin arasına koymak istemiyordum bu kiti.
Bu aşamada gövdeden başta işaretlediğim
parçaları maket bıçağı marifetiyle çıkardım. FW fabrikası ve hasegawanın ayrı
tellerden çaldığını ilk o noktada acı bir şekilde idrak ettim. Parça çıkınca
sıfıra sıfır yerine oturması gereken cowling le gövde arasında ciddi seviye
ebat boyut dünya farkları vardı. Nasıl olsa halledilir bir şekilde, altı üstü
bir plastik parçasından mı tırsacam şeklinde bir sonraki aşamaya geçtim.
Top kaputunu da önden gerektiği
ölçüde kısaltıp motorun boyamasına geçtim. Jenerik olarak boyamakla yetindim
motoru çünü zaten önüne pervane ve aspiratörü gelince iki üç milim birşeyi
gözükmekte.
Motora siyah atarken arada
tekerleride boyadım. Allahtan kitten çıkan jantlar A3 e uyuyordu da tadilatsız
o vartayı atlattım. Boya olayına girmişken RLM02 atılan yerleri (jantlar,
gövde içi kokpit elemanları, kaput içleri) boyadım. Sonra sırasıyla üst
kanatları gövdeye, gövde yarılarını da birbirlerine yapıştırdım. Akabinde
alt kanadı uçlardan sabitleyip yerine oturttum, çünkü dry fittinge farkettiğim
kanadın merkezde asimetrik oturmasıydı (yarım milinden başlayıp 2 milimle
son bulan bir boşluk kalmaktaydı) ve gövdeye sabitlemeye bu noktadan başlarsam
ortaya çıkan sonucun 190 dan ziyade X-wing gibi bir şey olacağıydı.
Gövde altına üstüne sağına
soluna içine dışına macun sürerek seviye farklarını sıfırladım. Ve sıra
geldi cowlingin oturmasına. Önce motoru kaputun içine sabitledim. Daha
sonra gövde aksisiyle motorun aksisini mümkün olduğu kadar hizaladım ama
sanırım finalde hala 1 küsür derecelik bir offset açısında sahiptim. Ama
zaten kumpasla ölçülmedikçe belli olmuyor.:) Kanat hücum ve gövde bağlantısı
olması gereken yerdeki boşlukları sunfix, macun, çimento, japon vesaire
gibi radikal yöntemlerle doldurup sıradan model malzemeleriyle (tornavida,
taşlama makinası, maket bıçağı, sakinleştirici, kola, sigara ve metallica
with sf filarmoni) olması gereken şekle getirdim. En son ince bir kat
macun çekip yüzeyi iyice düzelttim. Akabinde sunfix den kuyruktaki anten
girişini ve kanat altındaki gun cowl ları imal ettim. Sırf bu aşamada
iki tabaka 80 numara zımpara bitirmişim.
Floquil astar tatbik ettikten
sonra yüzeye, ortaya çıkan küçük göçük, çizik vesaireyi tamiya putty
ile düzelttim. Bir kat daha astar atıp artık tanıdık birşeyler yapma
sevinciyle boyama aşamasına geçtim.
Mevcut fotoğraflardan
yaptığım dijital ton analizleri (kaptanın seyir defteri yıldız tarihi....)
dahilinde THK servisinde uçan 190 ların temelde üç ayrı renk paternine
sahip olduğunu farkettim. Dönemim kullanılan paternleri için sibernetik
boya bilgisayarı Arkut beyi kullandım (TNG'deki Data gibin bişi adam
bu konuda). Ve sonuçta Rahmetli Nejat Deryakulu'nun da belirtiği gibi
serviste bulunan üstü yeşil altı mavi kamuflajlı 190ların renklerinin
ikiye ayrıldığını farkettik. RLM65(76?) 02 71 olan uçaklar yanlarında
benek taşımamaktaydılar. Burdaki soru işareti o dönemim bu iki renginin
birbirine çok yakın olmasından ileri gelmekte. Bu tonlarla ilgili
Arkut beyin yazısı makaleler kısmında sitemizin bulunmakta. İkinci
yeşil patern ise alt rengin aynı olması ama üstün 70 71 olmasıydı.
Bu uçaklarda gövde yanlarında büyük benekler bulunmakta ve hatta beneklerin
altında 02 ile dumanlama şeklinde bir katman göze çapmakta. Bu ikinci
patern için Klüp bülteninde zamanında verilmiş olan profil kullanılabilir
ama o gövde numarası o uçakta kullanılamaz çünkü numara 41 olup ahan
renkleri bu modelde kullanılanlardır.:)
Bu iki yeşil patern haricindeki diğer patern klasik RLM 76/75/74 skalasıdır.
Dönemin siyah beyaz Lufwaffe fotolarından gri ve yeşil kamuflajlı
uçakları yanyana koyarsanız bu farkı net olarak görebilirsiniz. Bu
paterne sahip uçaklarda da benek boyaması mevcuttu fotolarda görüldüğü
üzere ama işin garip tarafı bu benekler filitle boyamış gibi durmaktaydılar
yani oldukça fazla overspray durumu sözkonusuydu. Yani öyle bir durumdu
ki o şekilde modele boya atsan adama bak daha benek yapmayı bilmiyor
derler. Delikanlı adam beneklerine laf ettirmez diyip büyük benek
ama adam gibi kontürlü atmaya karar verdim boyayı. Standart kamuflajı
tatbik ettikten sonra forsların geleceği yerleri maskeleyip beyaz
attım, akabinde kestiğim ay yıldız ve kare maskeleri gereken yerlere
yapıştırıp kırmızı atımı için modeli Arkut beye teslim ettim. Kendisi
özenle 30 dakika gibi bir sürede kırmızları boyadı. Adam sabırlı netekim,
oysa ben eşit sürede tüm kamuflajı atmıştım.:)
Akabinde 41 numarayı maske kesip gövdeye revell mat siyahla tatbik
ettim. Tamiya X-22 ile modeli kapladıktan sonra yağlı boyayla tüm
yüzeyleri yıkadım. Kuru fırça ile ışıklandırma (bu sefer kararında
oldu sanırsam) yaptıktan sonra panellerden pistole ile geçip gölgelendirme
yaptım. Camları parlattıktan sonra future e batırıp nispeten kabul
edilir hale getirdim (ondule seklinde clear part olmaz demeyin oluyor
bu kitte var). Pirinç borulardan mütevellit namluları boyayıp yerlerine
oturttum. Kanat kökündeki top çıkışlarını boş bıraktım; bilindiği
gibi Türk 190 larında orda silah bulunmamakta ve bazı uçaklarda o
delikler bilfiil kapatılmaktaydı. En son radikal uyarlamayı anten
telinde yaptım. Bu uçaklar yedek parça sıkıntısı çekiyordu mantığından
yola çıkarak orjinal gergin anten teli yerine daha bol bir tel kullanmaya
karar verdim. Genel kompozisyon olarak uçağın hatlarından mütevellit
keskinliği ve sertliği ordaki bollukla bir miktar dengelediğime ve
sıradanlığın dışına çıktığıma inanıyorum.
Modelin yapımı kutunun açılmasını takip eden altı gün içinde nihayete
erdi.