R/C Araba Kaportası Boyamak
H.Ufuk AYDINER




 

Genel tanım:
Uzaktan kumandalı model arabaların kaportaları statik modellerin aksine bir çok detayı aracın genel formuna yedirerek kullanıcıya sunmaktadır. Bunun sebebi kaportaların işlevselliğinin ön plana çıkmasındandır. Kaportanın öncelikli işlevi, herhangi bir kaza anında iç aksamı (motor, elektronikler, şasi geometisinin bir kısmı) korumak, eşit derecede öneme sahip diğer işlevi ise aerodinamik etkiden yararlanmaktadır, keza yarışma amaçlı toparlanmış 1/10 elektrikli araba 80+ km hızlara çıkabilmekte, benzinli kardeşleri 100+ km'ye, 1/8 varyantları ise 130+km hızlara ulaşabilmektedir. Bu sebeble mevzu bahis kaportalar mümkün olduğu kadar ince ve hafif üretilmektedir. Fabrika boyasına sahip bir kısım ürünün mevcudiyetine karşın piyasada bulunan kaportaların çoğu boyasız gelmektedir. Ana malzemesi Lexan olan bu kaportalarda boyasız tanımı ürünün saydam olarak satışa sunulduğu anlamındadır.

Kaporta Seçimi:
Piyasada popüler her arabanın kaportasına çeşitli ölçeklerde ulaşmak mümkündür. Peki her kaporta her şasiye uyar mı?
Eğer model yarışmak amacıyla imal edildiyse iki ana ölçü söz konusudur, 1/10 Elektrikli arabalarda 190mm, yakıtlı arabalarda ise 200mm olan bu ölçüler kaportanın genişlğini belirler. Eğer bu tip bir şasiye sahipseniz tahrik sisteminizin cinsine göre bu iki kriterden birinde yer alan yelpazeden seçmek durumundasınızdır kaportanızı.
Yarış amaçlı üretilen 190 mm kaportaya uygun elektrikli şasilere örnek olarak Tamiyanın TRF ve Evo serilerini, Yokomo'nun SD ve BD serilerini, Corally RDX, X-Ray, HPI, Cyclone, Schumacher, Team Associated TC4 ve 5 serilerini vermek mümkündür.
Tamiya'nın yarış harici şasilerinde ise her türlü kullanıcıya yönelik bir üretim yelpazesi sözkonu olduğu için arabaya uygun kaportayı şasi koduna istinaden seçip almak gerekmektedir.

Kaportanın hazırlanması:
Bu başlıktaki örnek arabamız Tamiya firmasının TB-02 kodlu şasisi. Bu model şaft aktarmalı olup stok yarışlara uygun olarak küvet formunda şasiyle üretilmiş bir araç. Aynı zamanda karbon çift dekli aynı konfigürasyona sahip modifiye yarışlarına uygun Evo serisinin ehlileştirilmiş temel modeli olan bu şasi 190 mm klasmanında yer almakta. Aracın konfigürasyonu drift'e uygun hale getirldiğinden dolayı ekipman ve dolayısıyla kaporta bu sonuca ulaşılacak şekilde seçilmiş durumda. 23 sarım Tamiya stok motora eşlik eden sertleştirilmiş amortisörler, normalden fazla kitlenmiş difransiyeller ve bu sürüş şekli için üretilmiş özel Yokomo drift lastik ve jant setine sahip. Seçilen kaporta ise HPI firmasının Lotus Elise kaportası. Aerodinami katsayısının yarış kaportaları kadar düşük olmaması ise aracın yüksek hıza çıkmayacağı gözönüne alındığında dezavantaj teşkil etmemekte.

İlk olarak şasiyi yürür halde toplayıp ölçülerini kontrol ediyoruz. Gerekli yükseklik ve açı ayarlarını ayar borduyla yapabileceğimiz gibi kumpas ve basit bir açı ölçerle düz zemin konfigürasyonu işimizi görecektir.

 

Kaportanın ayarlanması
Kaportayı bu iş için üretilmiş lexan makasıyla fazlalıklarından arındırdıktan sonra arabanın ölçülerinin standart olmasının vermiş olduğu rahatlıkla daire kesicinin yardımıyla tekerlek yuvalarını kesiyoruz. Eğer aracınız orta veya üst düzey bir yarış modeliyse ayarlanabilir uzunluğa sahip olacağını göz önüne almakta fayda var. Bu gibi bir şaside öncelikle ön tekerlekleri kesmeniz gerekmekte. Kaportanın yerleştirmesi bittikten sonra arka tekerleklerin geldiği yer kaportada işaretlenmeli ve daha sonra kesilmelidir.

Aracın ve kaportanın hizalanmasını ayar bordu vasıtasıyla son haline ulaştırdıktan sonra bir sonraki aşamaya geçmeye hazırız. Bu ayarlama kaportanın ömrü açısında oldukça yüksek öneme sahip, keza kaportayı hafif kaydırarak yerleştirirsek kullanım esnasında stres ve malzemenin sürtünmesinden dolayı kaportada kısa sürede yarık ve çatlaklar oluşacaktır.

Kaportayı Şasiye Sabitlemek
Sırada kaportaya delinecek delikler var. Bu deliklerin 4 adedi şasiye bağlamak için, bir adedi anten çıkışı, 2 adedi ise kanat kullanımı durumunda bu parçayı sabitlemeye yönelik. Eğer aracınız yakıtlıysa, ekstradan delmeniz gereken yakıt ve hava girişi ile motor soğutma delikleri de işe karışmakta. Bu deliklerin her biri uluslararası kural kitabına göre delinmelidir, aksi takdirde aracınızı herhangi bir organizasyonda piste çıkarmanız mümkün olmayacaktır. Bu nedenle yakıtlı araç kaportalarında bu ekstra deliği delmeden önce EFRA vb gibi organizasyonların şartnamelerine göz atmanızı salık veririm.

R/C arabalarda kaporta taşıyıcıları genellikle güçlendirilmiş plastikten mamul üstlerinde eşit aralıklı pin delikleri olan şasiye yada amortisör kulelerine sabitlenmiş çubuklardan oluşur. Öncelikle bu çubukların fazlalıklarını yan keskiyle kesiyoruz. Bu ilk kesimdeki kıstas göz kararı kaportanın yüksekliğinden 2 yada 3 pin deliği yukarısıdır. Bu tip araçlarda bu çubuklar genelde yere 90 derecede dururlar, dolayısıyla delinecek yerleri hesaplamak kolaydır. Ama önceden kontrol etmekte fayda olan bir husus bu çubukların genele uyup uymadığıdır, keza bazı şasilerde ön taşıyıcılar geriye doğru açılı yerleştirlmiş olup işin içine bir uygun yükseklikteki iz düşüm hesabı girmektedir. Konuda geçen TB-02 standart 90 derecelik taşıyıcılara sahip olduğu için bizi ekstra dertten kurtarmakta. Marker yardımıyla taşıyıcıların pozisyonunu kaportanın üstüne işaretliyoruz. Bir sonraki aşama delikleri delmek. Bu iş için özel üretilmiş "reamer" denen aletleri kullanabileceğiniz gibi kontrollü olma şartıyla el matkaplarından da yararlanabilirsiniz. Bu noktada dikkat etmeniz gereken husus deliği taşıyıcının çapına uygun açmak. Daha geniş bir delik kaportanın sallanmasına ve dolayısıyla yırtılmasına yol açabilir. Şahsen ben bu delikleri taşıyıcılar çok sıkı şekilde girecek şekilde açmaktayım. Olası taşıyıcı kırılmalarında kaportanın bir anda dağılmasını geciktirmekte bu önlem.

Son Ayarlar
Kaportayı yerine oturttuktan sonra lexanın alt çizgisinin şasinin alt çizgisine gelecek yüksekliğe ayarlayıp pinleri gerekli deliklere takıyoruz. Üst taraftaki pinleri de yerine taktıktan sonra taşıyıcıların bir önceki aşamada verdiğimiz paylarını kesiyoruz. Unutulmamalıdır ki gereğinden uzun taşıyıcılar arabanın takla atması durumunda yerde sürtünme yaratıp öncelikle kaportaya akabinde bağlı olduğu amortisör kulesi yada şasi parçasına zarar verebilir.

 

 

Ana Maskeleme
Lexan kaportalar statik modellerin aksine saydam oldukları için içten boyanmaktadır. Bu prosedürün avantajı, boya işleminin sonunda her kaportada bulunan koruyucu sitreç filmin en son aşamada sökülmesine müteakiben aşırı parlak bir finiş elde edebilmektir. İçten, dolayısıyla tersten boyandığı için normal bir model boyama aşamasında yaptığımız herşeyi ters sırayla uygulamak dolayısıyla komplike bir sıralamayı planlama gerektirmesi ise dezavantajıdır. Boya sırası koyudan açığa doğru olmalı, ve astar en son olarak atılmalıdır. Renklere gölge atılacaksa her renge gölge ayrı uygulanmalı ve bu ilk aşamada yapılmalıdır. Kısacası iyi bir planlama şarttır.
Öncelikle kaportayı komple tozdan arındırıyoruz. İsteğe bağlı olarak boyanın tutunmasını arttırmak için bu yıkama aşamasında kaportayı içten scotchbrite türevi bir malzemeyle ovalamamız da söz konusu olabilir. Kaportayla gelen cam ve far maskelerini hava kabarcığı kalmayacak şekilde yerlerine yapıştırıyoruz. Bu maskelerin bütün işler bittikten sökülecek olması bu aşamada oldukça özenli bir çalışma istemekte. Aradan kaçabilecek her türlü boyanın bütün boyama işini heba edeceğini unutmamalıyız.

 


Grafikler
Ana grafikleri marker yardımıyla kaportanın üstüne çiziyoruz. Genel grafik dengesini görmek açısında elzem bir aşama. Peki nasıl renkler ve grafikler kullanmalıyız. Aracımız 50 km ortalamayla seyreden 40 santimlik bir kütle, dolayısıyla üstüne çizilmiş karışık grafikler ve resimler statik sergilemede şık durmasına karşın hareketli halde belli bir mesafeden çamur gibi algılanacaktır. Bu nedenle nispeten basit formlar seçmeliyiz. Renk konusuna gelirsek. Kullanacağımız renkler ayırt edici özelliklere sahip olmalı. Misal koyu renkler uzak mesafeden algılanması güç renklerdir. Kontrastlı renkler ise görüş, dolayısıyla sürüş kolaylığı sağlamaktadır. Uzak virajda birbirinin içine girmiş dört beş araba varsa saniyenin ondalık dilimlerinde cereyan eden bu olayda aracın yönünü size bu kontrastlı renkler söyleyecek ve bu sayede karmaşadan minimum zaman kaybıyla kurtulabilecek pozisyona gelebileceksiniz.

 

Boyama Aşaması
Boyanacak grafiğe karar verdikten sonra maskeleme aşamasında sıra. Kağıt maske bantları kullanabileceğiniz gibi simetrik ve büyük paternlerde tabelacı folyosu kullanmanız olası. Folyonun avantajı taşıyıcı kağıda grafiği çizip maskeyi tek parça olarak oluşturmanıza olanak sağlaması. Maskelerken dikkat etmeniz gereken en önemli husus boyanacak alan dışındaki heryeri sıkıca maskelemeniz. Sonuçya içbükey bir yüzey boyadığınız için emin olun ordan seken boya maskelenmemiş her yüzeye gidip yapışacaktır.
Aracın önü mavi olacağı için o kısım haricindeki her yeri maskelemekle işe başlıyoruz.

Pactra'nın Streak Blue rengini dumanlı katlar şeklinde yüzeye atıyoruz. İlk seferde kapayıcı kat atmaya çalışmak boyanın birikmesine yol açacak, üstten bakınca bu yoğunluk direkt göze çarpacaktır. Islak boyanın maskenin altına sızması veya maskenin üstünde birikip maske sökümünde de boyayı yırtması da cabası. Unutmamanız gereken nokta kullanılan boyaların polikarbon olması, dolayısıyla kopmak yerine lastik gibi uzama eğilimine girmesi.

Rengin tonunu mükerrer katlarla bulduktan sonra boyanın kurumasını müteakiben mavinin hatlarını belirleyen maskeyi söküyoruz.


Bu sefer kırmızıya boyayacağımız yerler haricindeki her açıklığı maskeliyoruz.

Kırmızıyı tabanca yardımıyla yüzeye rengi yakalayıncaya kadar uyguluyoruz ve sarı gelecek yerlerin maskelerini söküyoruz.

Sarıyı da uyguladıktan sonra cam ve farlar haricindeki bütün maskeleri söküp boyanın iyice kemikleşmesini bekliyoruz. Bu bekleme aşaması temiz bir bitiş için oldukça önemli. Laker bazlı boya kullanıldığı için ıslak yüzeye atılan ikinci renk alttaki (dışardan bakınca üstteki) boyanın rengini ve yapısını bozabilmekte.

Son kat olarak aynı zamanda astar rengimiz olan beyaz boyayı sprey vasıtasıyla uyguluyoruz. Bu aşamada şahsen yarım tüp yetse de sıfırdan açılmış bir sprey tüpün (Tamiya RC Paint) tamamını kullanmayı tercih ediyorum. Homojen atılmış bir son kat boyanın sağlamlığını direkt etkilemekte çünkü. Altlarına beyazı yiyen diğer üç renk bu aşamada iyice canlanıyor

Ve son aşama; maskelerin tamamının ve kaportanın üstünü kaplayan sitreç filmin sökümü. Çıkartmaların yapıştırılmasıyla aracımız piste çıkmaya hazır. Çıkartmalarla ilgili belirtilmesi gereken bir kaç ipucu ise şöyle: Öncelikle müümkün olduğu kadar film fazlalıklarını kesin. Yapıştırırken hizalamaya dikkat edin. Çerçeve gibi parçaları mümkün olduğu kadar küçük parçalara bölüp uygulayın. Büyük dekalleri hizalamak için yüzeye camsil sıkıp çıkartmayı üstünde kaydırıp yerine oturtun. Köşeleri dönmek için maket bıçağıyla çıkartmalara çizik atın ve son aşamada buruşmaların önüne geçmek için fön makinasıyla çıkartmaları ısıtıp gerilmesini sağlayın ama bu aşamada fazla ısıtıp kaportayı deforme etmeyin.

İyi modeller