Spitfire Mk.Vb Trop / Tamiya
1/48

Arkut Yusuf YÜKSEL







Yıl 2008, Arkut’ un ilk Nürnberg Oyuncak Fuarı gezisi.

Geri dönüşünde Arkut’ un aklında Bay Tamiya’ nın Müzesi’ ne ulaşabilme planları vardır. Nasıl bir yerdir, nasıl gidilir, hangi modeller vardır vb. sorular aklını kurcalamaktadır.

Yıl 200, Arkut ikinci kez gitmiş olduğu fuar dönüşü yine aynı konuyu düşünmektedir. Tabii ki kendi yaptıklarından çok daha güzelleri o müzede sergilenmektedir ama Arkut illaki bir Türk uçağının orada olması gerektiğini düşünmektedir. Acaba yıllık Shizuoka Model Sergisi’ ne bir şekilde gitse ve oradaki yarışmanın da vasıtasıyla mı bu işi halletmeye çalışsa?

Yıl 2010, Türkiye’ de modelcilik için yeni bir sayfa açılmış sayılabilir. 2009’ un son ayında bütün daldaki model ve maketçileri; statik olsun, uçucu olsun, kara aracı olsun, gemi olsun vb. bünyesinde kabul eden bir dernek kurulmuştur. Derneğin kurucularına önderlik eden Mehmet Şekercioğlu Bey olağan Nürnberg gezisini bu sene de yapacaktır. Arkut bu fırsatı değerlendirmek ister ve Mehmet Bey’ in Bay Tamiya ile tanışıklığını aklında olan fikri hayata geçirebilmek için bir fırsat olarak görür.

Konuyu Mehmet Bey’ e açıklar ve Mehmet Bey bunun Türk modelciliğinin ve havacılığının tanıtımı için güzel bir örnek olacağını düşünerek Arkut’ un düşüncesini kabul eder. Böylece bu maketin hikayesi başlamış olur.

Aylar önce maketi Amerikan Hava Kuvvetlerinde kullanılmış haliyle yapmak için depodan çıkartmıştım. Güzel ve nazik sulu çıkartmalarını Japonya’ dan getirtmekle yetinmemiş diğer yandan Avusturalya kıtasının yanıbaşında yer alan nispeten küçük ülkenin topraklarından konuyla ilgili kitap bile temin etmiştim. Her şey güzel olacak derken kokpitini toplamayı başardığım maketi daha sonra başka bir bahar nispetiyle tekrar kutulamış ve eldeki diğer malzemeye yoğunlaşmıştım.

O malzemenin bitimi ve ele geçen fırsatın yüz göstermesiyle kutuyu tekrar açıp maketi toplamaya başlamam uzun sürmedi. Hoş, önümde fazla zaman olmaması ve yine de amacına uygun düzgünlükte maketi bitirme zorunluluğum beni endişelendiriyordu.

Maketin kalitesi yüksek olduğu için parçaların birbiriyle uyumu veya tesviye sorunu gibi noktalara değinmemin gereksiz olduğunu düşünüyorum. Sadece biraz sabır isteyen bu süreçler insanı çileden çıkarmak yerine maketçilik ruhunu terapi niyetine doyuruyor.

Olayın önemi aslen uçağın gerçeğinin birkaç noktada diğer hava kuvvetlerinde kullanılan örneklerinden farklı olmasıyla ortaya çıkıyor.

Kabaca toparlayacak olursak:

- Türk Hava Kuvvetleri’ nde kullanılmış Spitfire Mk.Vb Trop.ların elevatörleri geç dönem elevatör. Bu yüzden kutudan çıkan elevatörlerin kesilip modifiye edilmeleri veya bir detay firmasının üretmiş olduğu geç dönem elevatör örneğiyle değiştirilmesi gerekiyor.

Bu konuyu maalesef boya aşamasından sonra fark ettiğim için zamanım kalmamıştı ve ben de ilk yolu seçtim.

- Bizim uçaklarımızda kullanılan pervaneler maalesef tek tip değilmiş. Bu yüzden maketini yapmayı düşündüğünüz uçağın fotoğrafına bakmakta fayda olacaktır.

Ben bu makette De Havilland üretimi olan pervaneden yana şansımı kullandım ki parçayı erken üretim hâlde bitirmeyi düşündüğüm bir Spitfire Mk.I maketinden temin ettim.

- Kullandığımız uçakların jantları farklılık gösterebiliyor. Hem 5 oluklu hem de kapaklı jantlar kullanılmış. Tahminimce bize jantlı gelmiş olmalarına rağmen sonradan gerek olmadığına karar verilip sökülmüş olabilirler.

Ben tercihimi kapaklı janttan yana kullandım ve bunun için Ultracast’ ın detay setine başvurdum ki sonucundan oldukça memnunum.

- Kokpit camında kullanılan aynalarda farklılıklar gözükebiliyor. Bu yüzden yine maketini yapacağınız uçağın fotoğrafından faydalanmak gerekir.

Bunlar haricinde maketin üzerinde hariçten Ultracast firmasının koltuk, namlu ve eksozlarını kullandım.

Kanatüstünde iniş takımlarının açık ya da kapalı olduğunu gösteren kırmızı çubukları kağıdı kesip kırmızıya boyamak suretiyle yaptım.

Dümen kablosunun yerini daha önceden ayarlamış olduğum için dümen telini de ince plastikten yapıp metalik rengine boyadım.

Maalesef zamanımın yetersizliği yüzünden iniş takımlarındaki fren kablolarını eklemedim. Bunun utancını taşıyor olsam da artık yapabileceğim bir şey olmadığını bildiğimden kendimi fazla sıkmamaya çalışıp kadı kızı kusuru deyimine sığınıyorum.

İşte bütün bu azıcık yapısallığın halledilmesinden sonra maketin boya aşamasına göz atmakta faydası olacağını düşünüyorum.

Eldeki fotoğraflara bakınca kamufle çizgilerinin yerlerinin farklılık gösterdiği gözükmekte. Bu yüzden kararım kamufleyi geçişli uygulamak oldu.

Ancak hediye edileceği kişiyi düşününce de insan biraz daha hassas olmaya çalışmıyor değil. Yapacağınızı maketin sonuçta önemli bir kişinin eline geçeceğini bilmek ve dahası bir örnek oluşturabileceğinin farkında olmak bazen insanı paranoyak edebiliyor.

Bu yüzden bulunabilen her fotoğrafı elimden geldiğince inceleyip konu olan uçağın üzerinde olabilecek kamufle paternini önce kutunun içinden çıkan kamufle şeması kağıdının üzerinde çizdim ve bir süreliğine kenara bıraktım.

Astarlamış olduğum maketin üzerine metal eskimesi yapmayı düşündüğüm yerlerine Alclad’ ın Alüminyum boyasını uyguadım. Sonrasında bu boyayı korumaya almak için makete Testors’ un Sealer’ ını ver ettim. En son olarak İngiliz iç rengini yine bu yerlerin üzerine boya tabancasıyla attım.

Sonrasında alt rengini ve üst açık rengini Gunze’ nin boyalarını kullanarak uyguladım.

Kaba boyamasından sonra kutudan çıkan kağıdın üzerine çizdiğim kamufleyi kesip maketin üzerine sabitleyip koyu rengi dumanlama uyguladım. Daha sonra kağıtları kaldırıp sınırları belli olan kamufleyi maskesiz boyamaya devam ettim.

Bahsetmiş olduğum bu yöntemle resimlerdeki kamuflenin %75-80 aynısı olan bir kamufleyi elde etmiş oldum.

Ana boyamadan sonra sıra tanıtma işaretlerine gelmişti ki bunun için en büyük yardımı Ufuk Aydıner’ den gördüm. Defalarca benim dırdırımı dinleyip milimetrik ayarlamaları bile ciddiye alarak ihtiyacım olan gövde numaralarını hazırlayıp sulu çıkartma olarak bastırttı.

Sadece kanataltında bulunan ülke işaretlerini maskeleyip boyadım. Kırmızı için Gaianotes firmasının Ferrari araçlarının maketleri için üretilen boyalardan uygun gözükeninden kullandım.

Dümenin boyamasını fotoğrafları dikkatli inceleyerek yaptım zira dümen bütünüyle kırmızı değil. 5512' nin büyük fotoğrafında dümenin ucuyla arka tarafının renk farkı olduğu belli olduğu için dümen ucunu kamufle renginde bıraktım. Aynısını 5514’ ün yerdeki fotoğrafında da görebilirsiniz.

Ay’ ı seneler önce yapmış olduğum şablonu kullanarak önce dekâl kağıdına boyaydım ve sonra dümene yapıştırdım. Yıldızı Torquise Decal’ den kullandım.

Bütün bu aşamalardan sonra maketi koruma altına almak için Gunze’ nin mat verniğini kullandım.

Detaylara derinlik kazandırmak için her rengin bir-iki ton koyusunu kendi üzerinde uyguladım. Azure için lacivert, Middle Stone için Dark Earth’ i, Dark Earth içinse koyu kahverengi kullandım.

Neredeyse bütün İngiliz uçaklarının kanayan yarası motorun atık olarak dışarı kaçırdığı yağdır. Bu eskime Spitfire’ da özellikle belli olmaktadır. Bu yüzden Smoke rengine kırmızı katıp çok koyu kahverengini elde ettikten sonra bunu iyice inceltip gövdenin altına bu eskitme havasını vermeye çalıştım.

Aynı karışımı daha hafif şekilde motorun arka kısımlarında ve kanatköklerinde kullandım.

Birkaç kez kamuflenin ana boyalarının tonlarıyla hafifçe oynayıp boya tabancasıyla oraya buraya uyguladım. Böylece kamuflenin tekdüzeliğini kırmaya çalıştım.

Fiber silgiyi kullanarak kanatköklerindeki boyayı metal çıkana kadar kazımaya başladım. Bazı yerlerde tekrar düzeltmeler yapmama gerekti ancak sonuç fena olmadı.

Sonrasında vidaların açılıp kapanmasından meydana gelen boya dökülmeleri için gümüş renkli boya kalemi kullandım.

Özellikle çok ayak basılan yerlerde yüzeydeki eskimeyi belli etmek için Smoke rengini bayağı incelterek hafifçe gerekli yerlere- silah yerleri ve kanatkökünde yürünene yerler- uyguladım.

Kanatların hücum kenarlarındaki aşınma eskimesi için incelticiyle nemlendirilmiş kulak temizleme çubuklarını kullandım. Böylece kontrol bir eskime yapma şansım oldu.

En son eksozu eskitip isini yaptıktan sonra maketi bitirmiş oldum.

Maketi bir kaide üzerine sabitledikten sonra Ufuk Aydıner’ in bastırmış olduğu plakayı kaideye yapıştırıp paketledim.

Mehmet Bey’ in Nürnberg Fuar’ ında Bay Tamiya’ ya takdim ettiği maketin amacına uygun olmuş olduğunu umuyorum.

İyi maketler!