Türkçenin gelişimi!
Nereden Yazdırıldığı: ModelSitesi
Kategori: Genel
Forum Adı: Off-Topic
Forum Tanımlaması: Modelcilik dışında fikir paylaşımına buyrun; birbirimizi kırmayalım, kırdırmayalım
URL: www.modelsitesi.com/forum2/forum_posts.asp?TID=3476
Tarih: 28/11/2024 Saat 06:45 Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.04 - http://www.webwizforums.com
Konu: Türkçenin gelişimi!
Mesajı Yazan: EmrahR
Konu: Türkçenin gelişimi!
Mesaj Tarihi: 29/11/2006 Saat 06:11
Türkçenin gelişimi!
Yıl: 1965
"Karşıma aniden çıkınca ziyadesiyle şaşakaldım.. Nasıl bir eda takınacağıma hüküm veremedim, adeta vecde geldim. Buna mukabil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalade rahatlatan bir tebessüm vardı.. Üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle 'akşam-ı şerifleriniz hayrolsun' dedim.."
Yıl: 1975
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Ne yapacağıma karar veremedim, Heyecandan ayaklarım titredi. Ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, Kendinden emin bir sesle 'iyi akşamlar' dedim.."
Yıl: 1985
"Karşıma aniden çıkınca fevkalade şaşırdım.. Nitekim ne yapacağıma hükûm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Amma ve lakin kısa bir süre sonra kendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'hayırlı akşamlar' dedim.."
Yıl: 1995
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Fena halde kal geldi yani.. Ama bu iş bizi bozar dedim. Baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim.. Manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle 'selam' dedim.."
Yıl: 2006
"Abi onu karşımda öyle görünce oha falan oldum yani.. Oğlum bu iş bizi kasar dedim, fena göçeriz dedim, enjoy durumları yani.. Ama concon muyum ki ben, baktım ki o da bana kesik.. Sarıl oğlum dedim, bu manita senin.. 'Hav ar yu yavrum?'"
Yıl: 2026
"Ven ay sov hör, ben çok yani öyle işte birden.. Off, ay dont nov abi yaa.. Ama o da bana öyle baktı, if so aşık len bu manita.. 'Hay beybi..'"
Hala vakit var!
Türkçemize sahip çıkalım.
|
Cevaplar:
Mesajı Yazan: oruç reis
Mesaj Tarihi: 29/11/2006 Saat 06:22
Çok güzel bir konuya deyindiniz ve fikir vermek isterim bu konuda duyarlı oktay SİNANOĞLU'nun türkçemiz konusunda çok güzel fikirler vermektedir.Alıp okumanızı tavsiye ederim. ARKADAŞLAR
|
Mesajı Yazan: Batur
Mesaj Tarihi: 29/11/2006 Saat 06:49
Mesajı Yazan: Blackbird
Mesaj Tarihi: 29/11/2006 Saat 07:07
Katılıyorum.!!!
Sırf bu konu yüzünden arkadaş çevremden dışlandığım zamanları bilirim.Oha falan olmak,kılabır olmak,kuul olmak...Türkçenin içine ediyoruz.Bunu özellikle benim yaşlarımdaki kişilere baktığızda görürsünüz.Size yemin ederim ki olay bazen öyle boyutlara geliyor ki arkadaşım bana anlattıktan sonra Hööğnk! diye kalıyorum :D
Bir de dakka başı küfür etme durumları var.Tamam küfür iyidir.Sakinleştirir.Rahatlatır.En medeni insan bile yeri geldi mi küfür etme ihtiyacı duyar :D Sadete gelirsek;sansürleyerek durumun ne kadar rahatsız edici bir boyuta geldiğini göstermek istiyorum.
bir Çarşamba sabahıdır.Anadolu Lisesi nin bahçesinde öğrenciler toplanmaktadır.Ozan olarak ben çevreyi gözetlemekteyim.X kişisi dertli görünmektedir.Pek bir mahsun bakıyordur.Y kişisi de birazdan okul kapısından bahçeye adımını atar.
Y- Vay ..... k.... naber lan .....
X_iii a..... sen?
Y-B.. gibi ..... .....
Bunda belki hak verebilirsiniz.Sonuçta y kişisi dertli.Ama yaşadığım şu olay beni şok etti.
X-Vay ..... ..... kıza bak oha laağn!
.
.
.
.
Yakında konuşmaları anlayamayacağımdan korkuyorum :D
Ve bu durum nasıl düzelecek bilmiyorum...
|
Mesajı Yazan: Kesifci
Mesaj Tarihi: 29/11/2006 Saat 08:03
Benim gibi yapın.Konuşmadan ortamı terk edin!
------------- -Ispanaktan agaç olur mu?
-Olmaz mi?
|
Mesajı Yazan: Flashback
Mesaj Tarihi: 29/11/2006 Saat 18:54
Bende hep merak ederim lan veya ulan ne demektir,bir bilen varmı?
------------- Tuna Onay
|
Mesajı Yazan: volkan
Mesaj Tarihi: 29/11/2006 Saat 19:56
"lan" ve "ulan" bildiğim kadarıyla argo ünlemleri. Yani bir kelime anlamı bulunmuyor.
Türkçemiz elden giderse, Türkiye elden gider arkadaşlar. Dilimize sahip çıkalım. Girmeye çalıştığımız AB üyesi ülkelerin yaptıklarını yapalım yeter, fazlasını istemiyorum.
En yakın örnek; geçenlerde Alman RTL kanalında ana haberde sanırım, Almanya'da reklamlarda İngilizce sloganlar kullanımını eleştiren -anlamsız bulan- bir haber vardı.
Keza sormak isterim, AB'de yabancı dilde eğitim yapan okul sayısı oranı, ülkemizdeki oran seviyesinde olan ülke var mı?
Oruç Reis'e katılıyorum. Oktay Sinanoğlu'nun yazdığı, "Bye Bye Türkçe" kitabını okumanızı öneriyorum.
------------- Sevgi ve Saygylarymla,
volkan.
|
Mesajı Yazan: Blackbird
Mesaj Tarihi: 30/11/2006 Saat 01:55
Orjinalini yazan: Keşifçi
Benim gibi yapın.Konuşmadan ortamı terk edin!
Abi sana söyleyeyim.Öyle birşey yapmaya kalkarsam çevremde adam kalmayacak ki :D
|
Mesajı Yazan: Onur
Mesaj Tarihi: 30/11/2006 Saat 06:37
Ufak bir soru; "birgünherşeyyokolacak"
Bu cümlede kaç kelime var?:)
-------------
|
Mesajı Yazan: oruç reis
Mesaj Tarihi: 30/11/2006 Saat 08:19
Lan kelimesi Fransızcadır anlamıda (eşşektir)
yani birisine lan oğlum dediğinizde asıl anlamıyla o adama hayvan yerine koyulmuş oluyor.
|
Mesajı Yazan: Batur
Mesaj Tarihi: 30/11/2006 Saat 08:49
Orjinalini yazan: volkan
"lan" ve "ulan" bildiğim kadarıyla argo ünlemleri. Yani bir kelime anlamı bulunmuyor.
Türkçemiz elden giderse, Türkiye elden gider arkadaşlar. Dilimize sahip çıkalım. Girmeye çalıştığımız AB üyesi ülkelerin yaptıklarını yapalım yeter, fazlasını istemiyorum.
En yakın örnek; geçenlerde Alman RTL kanalında ana haberde sanırım, Almanya'da reklamlarda İngilizce sloganlar kullanımını eleştiren -anlamsız bulan- bir haber vardı.
Keza sormak isterim, AB'de yabancı dilde eğitim yapan okul sayısı oranı, ülkemizdeki oran seviyesinde olan ülke var mı?
Oruç Reis'e katılıyorum. Oktay Sinanoğlu'nun yazdığı, "Bye Bye Türkçe" kitabını okumanızı öneriyorum.
sizin yabancı dil dediğiniz adamların kendi lisanı zaten...yok ingilizce eğitimse AB ülkelerinde ingilizce bilmeyen yok gibi sanki..sonuçta elmayla armutu karıştırmamak gerekiyo...türkçenin yozlaştırılması başka bişey,evrensel lisanları öğrenmek başka bişey..
|
Mesajı Yazan: volkan
Mesaj Tarihi: 30/11/2006 Saat 09:09
Orjinalini yazan: Batur
sizin yabancı dil dediğiniz adamların kendi lisanı zaten...yok ingilizce eğitimse AB ülkelerinde ingilizce bilmeyen yok gibi sanki..sonuçta elmayla armutu karıştırmamak gerekiyo...türkçenin yozlaştırılması başka bişey,evrensel lisanları öğrenmek başka bişey..
Almanya'da tamamen İngilizce eğitim veren okullar gibi okulları kastediyorum. Ayrıca AB ülkelerinde İngilizce bilenlerin istatitistiği var mı elinizde? Hemen hemen yok gibi demişsiniz. Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz? İzlediğim haberde sokakta soru sorulan Almanların neredeyse tamamı İngilizce reklam sloganlarını anlamadığını ifade ediyordu. Benim eleştirim İngilizce öğrenmeye değildi, lütfen dikkat ediniz. Ben "Show TV"'den Bir zamanlar HBB kanalını EYÇ Bİ Bİ olarak okumamızdan, Yüzde yüz yerli sermayeli işletmelerin yabancı metinli tabelalar kullanmasından bahsediyorum. Yaşınızı bilmiyorum ama, çevrenizde izleminizi rica ediyorum, gençlerin günlük konuşmasında ne kadar çok yabancı kökenli, ne İngilizce, ne de Türkçe olamayacak, Oktay Sinanoğlu'nun deyimi ile "Tarzanca" bir lisan kullandıklarını görmüyor musunuz?
Ben bütün derslerin İngilizce verildiği bir sistemde yetiştim ve malesef öğrendiklerimin Türkçe'sini ayrıca öğrenmek zorunda kaldım. Şimdi üniversite'de Türkçe ders veriyorum. Öğrencilere ilk söylediğim şey "en az bir Yabancı Dil öğreniniz". Ancak "Mesleği" veya "Bilimi" İngilizce öğrenmek gerekmiyor Batur Bey. Bilim evrenseldir. Bilimi Türkçe öğrenirsiniz, İngilizce'yi de İngilizce olarak öğrenirsiniz. Sonra eğer yurtdışında yaşayacaksanız ve mesleğinizi icra edecekseniz, mesleğinize yönelik özel kısa süreli bir İngilizce geliştirme programı ile ihtiyacınızı giderirsiniz.
Matematiği, Fiziği, İşletmeyi, İktisadı, vbg. İngilizce öğrenince daha mı iyi matematikçi, fizikçi, iktisatçı olunuyor? Sormak isterim size? Yabancı dil eğitimi veren Liselerden mezunlara, üniversite'de Türkçe eğitim verince, ne diyorlar biliyor musunuz? Hocam biz ne kadar zorlanırdık dersleri takip edebilmek için, şimdi daha rahat takip edebiliyor, öğreniyoruz diyorlar.
Bu konuda bir eğitimci olarak çok hassasım, sizlerden de aynı hassasiyeti bekliyorum. Rahmetli Uğur Mumcunun dediği gibi "Bir konuda fikrimiz olması için önce o konuda bilgimiz olmazı gerekir".
Burası bu konunun tartışma platformu olmadığı için, detaylı bilgi istemeniz durumunda size tavsiye edebileceğim kaynaklar önerebilirim.
------------- Sevgi ve Saygylarymla,
volkan.
|
Mesajı Yazan: volkan
Mesaj Tarihi: 30/11/2006 Saat 09:29
Sizlere biraz da bilgi vereyim;
http://www.destatis.de/basis/e/biwiku/schultab15.htm - Bu linki takip ederseniz bu site; Alman Federal İstatistik Ofisinin sitesi; görüldüğü gibi 05/06 eğitim ve öğretim yılında değil bütün derslerini İngilizce alması -pek de mümkün değil zaten oralarda- sadece İngilizce yabancı dil eğitim alan öğrenci sayısı yaklaşık 7 milyon. Almanya'nın güncel nüfusu 82 milyon. Toplam nüfusun ne kadarı İngilizce biliyor bilemiyoruz ancak; 6-25 yaş arası nüfusu ise yaklaşık olarak 17 milyon. Yani 17 milyon gencin 7 milyonu İngilice biliyor diye basit bir kestirim yapabiliriz. Şimdi bunu ülke geneline siz yayın, hatta araştırın bence çok iyi olur, bana da öğretin lütfen.
Bu sayılar da gösteriyor ki; sizin iddia ettiğiniz gibi herkes İngilizce bilmiyormuş AB ülkelerinin en büyüğünde.
------------- Sevgi ve Saygylarymla,
volkan.
|
Mesajı Yazan: Batur
Mesaj Tarihi: 30/11/2006 Saat 09:52
iyi akşamlar volkan bey...
yaşım 40,fikrimin olduğu her konuda bilgiminde olduğunu düşünüyorum....türkçe kanal isimnlerinin ingilizce olarak telafuz edilmesinden,yerli sermayeli işletmelerin yabancı isimler kullanmasına ve birtakım insanların kullandığı garip konuşma ve msj.laşma diline kadar olan şikayetlerinizin herbirini ayrı paragraflarda değerlendirip,nedenlerini tartışmamız gerekir...ki buda bizim 1980 darbesinden sonra gelen özal iktidarının dayattığı yozlaşmış pop kültüre,içi boşaltılmış üniversitelere,yazılı ve görsel basından pompalanan televole kültürüne,artık her eve giren internete,globalleşen sermayeye kadar daha bir çok konuyu incelememizi gerektirir...ancak bütün bunların sonucunda türkçenin yozlaşmasında en az payı ingilizce eğitimin alacağını düşünüyorum...ha tabi illa fransız,italyan,amerikan okullarında bi zarar arayacaksak oturup bunların tarihçelerini incelememiz,kimler tarafından niçin kurulduğunu,günümüzde kimlerin finanse ettiğini bilmemiz gerekirki,bu forum bunların yeri değil...ayrıca madem konu türçenin yozlaştırılması çok uzağa gitmeyede gerek yok,tv'de gösterilen ve izlenme rekorları kıran dizilere bakarsanız türkçenin nasıl ırzına geçildiğini görürsünüz...ve fakat benim asıl komik bulduğum türkçenin korunması başlıklı bi konuda yazılan mesajların devrik cümlelerle,anlaşılmaz ifadelerle dolu olması....
saygılar
Batur Gürışık
|
Mesajı Yazan: Batur
Mesaj Tarihi: 30/11/2006 Saat 09:58
Orjinalini yazan: volkan
Sizlere biraz da bilgi vereyim;
http://www.destatis.de/basis/e/biwiku/schultab15.htm - Bu linki takip ederseniz bu site; Alman Federal İstatistik Ofisinin sitesi; görüldüğü gibi 05/06 eğitim ve öğretim yılında değil bütün derslerini İngilizce alması -pek de mümkün değil zaten oralarda- sadece İngilizce yabancı dil eğitim alan öğrenci sayısı yaklaşık 7 milyon. Almanya'nın güncel nüfusu 82 milyon. Toplam nüfusun ne kadarı İngilizce biliyor bilemiyoruz ancak; 6-25 yaş arası nüfusu ise yaklaşık olarak 17 milyon. Yani 17 milyon gencin 7 milyonu İngilice biliyor diye basit bir kestirim yapabiliriz. Şimdi bunu ülke geneline siz yayın, hatta araştırın bence çok iyi olur, bana da öğretin lütfen.
Bu sayılar da gösteriyor ki; sizin iddia ettiğiniz gibi herkes İngilizce bilmiyormuş AB ülkelerinin en büyüğünde.
siz AB ülkelerinin hangisinde yabancı dilde eğitim var demiştiniz,bende onların çoğunluğu zaten ingilizce biliyor demiştim...şimdi AB'den olayı almanyaya indirgeyip bak işte almanların çoğunluğu ingilizce bilmiyormuş diyorsunuz...peki,ben yanıldım diyelim...sizce bir ülkenin nüfusunun çoğunluğunun ingilizce bilmemesi övünülecek bişeymi ????..yani sizin bakış açınıza göre ortada,vay canına aferin almanlara bak oturup ingilizce öğrenmemişler lisanlarına sahip çıkmışlar durumumu var ???
|
Mesajı Yazan: idris
Mesaj Tarihi: 30/11/2006 Saat 11:38
Orjinalini yazan: oruç reis
Lan kelimesi Fransızcadır anlamıda (eşşektir)
yani birisine lan oğlum dediğinizde asıl anlamıyla o adama hayvan yerine koyulmuş oluyor.
Eşek kelimesi fransızcadır.
Satranç manasına gelir.
Şimdiye kadar kurmuş olduğunuz cümleleriniz etimolog olmadığınızı işaret ediyor.
"lan" hakkındaki bilgiyi kimden aldınız acaba?
|
Mesajı Yazan: idris
Mesaj Tarihi: 30/11/2006 Saat 11:41
Orjinalini yazan: volkan
Yabancı dil eğitimi veren Liselerden mezunlara, üniversite'de Türkçe eğitim verince, ne diyorlar biliyor musunuz? Hocam biz ne kadar zorlanırdık dersleri takip edebilmek için, şimdi daha rahat takip edebiliyor, öğreniyoruz diyorlar.
Normal değil mi?
|
Mesajı Yazan: volkan
Mesaj Tarihi: 30/11/2006 Saat 21:48
Batur Bey merhabalar,
AB'den Almanya'ya indirgemek istemezdim tabi, ancak elime sadece bu ülkenin istatistiği geçti, örnek verdim size. Herkesin İngilizce bilip bilmediğini sorgulamak açısından, ayrıca bu durumu "iyi yada övünülecek birşey" olarak değerlendirmiyorum. Sadece gerçekleri sayılarla konuşalım istiyorum.
Diğer konularda ortak fikirde olduğumuzu görüyorum, yani dilimize sahip çıkmak konusunda. Ancak farklı düşündüğümüz nokta bu konuda "yabancı dille eğitim veren okulların etkisi". Olabilir tabi herkesin farklı deneyimleri, hayat düşüncesi var. Ben etkisi olduğunu düşünüyorum ve bu düşünceye okuduklarım ve naçizane deneyimlerim ile vardım. Haydi bu okulları kapatalım da demiyorum. Ben de bu okulların mezunlarındanım. Ama kültür mühendisliğinin, kültürel asimilasyonun ve en nihayetinde ulusal bütünlüğün kaybettirilip sömürgeleştirilmenin araçlarından biri olarak yabancı dil ve kültürde eğitim yapan okulların ard niyetli kişi ve siyasi odaklarca kullanılabileceğini sanırım kabul etmek gerekir.
Daha da fazla tartışmanın bir sonuç getirmeyeceğini düşünüyorum. Düşüncelerinize saygı duyuyor ve teşekkür ediyorum.
İdris Abi; Tabi ki normal bir sonuç, ancak bu durum topyekün biraz "anormal" değil mi sizce? O zaman bizim orta dereceli okullarımızın ve üniversitelerimizin amacı bilimsel altyapı ve meslek kazandırmak değil İngilizce mi öğretmektir? Böyle mi ulaşacağız çağdaş medeniyetler seviyesine? Ben diyorum ki biz Türkçe eğitim vererek, buna önem göstererek de teknoloji geliştirebilir, Ar-Ge projeleri üretebilir, uçak üretebiliriz. Toplumda şöyle yanlış bir imaj oluştu; sanki İngilizce eğitim veren okullar, özel okullar, daha iyi eğitim veriyor, daha başarılı bireyler yetiştiriyor.
Hepinizin bildiği gibi esas amaç, "benim çocuğum İngilizceye çok iyi hakim olursa, yabancı bir firmaya kapak atar, hatta yurtdışında çalışma imkanı bulur."
Bu çok güzel bir amaç bir veli için veya bir genç için; ancak sonuçta herkes bu amaca koşmaya çabalarsa, ülkemiz bundan nasıl bir yarar elde edecektir? Beyin göçü ve az gelişmişlikle yetinme dışında ne elde edebiliriz?
Modelcilik sitesinde bu yazılar fazla "konu dışı" kaldı ve malesef "off-topic" diyoruz buna da.
Sevgi ve Saygılarımla,
------------- Sevgi ve Saygylarymla,
volkan.
|
Mesajı Yazan: EmrahR
Mesaj Tarihi: 30/11/2006 Saat 22:18
Türkçe'nin nasıl yozlaştığını anlatmak isterken, konunun bu noktalara gelmesine çok üzüldüm, keşke konuyu açmasaydım :(
|
Mesajı Yazan: oruç reis
Mesaj Tarihi: 01/12/2006 Saat 01:21
Siz güzel bir konuya vakıf oldunuz asıl anlamak istenilecek işte insan görüşleri farklı oluğumuzu gösterebilmektedir.
|
Mesajı Yazan: Randall Flagg
Mesaj Tarihi: 01/12/2006 Saat 01:58
Selamlar,
Bu konu başlığının ilk mesajlarında "Türkçe'nin Gelişimi" için verilmiş örnekler bence aşırı uçlardadır. Günümüzde kimsenin günlük konuşmalarında Peyami Safa kitaplarındaki gibi ya da Nurullah Ataç'vari bir türkçe kullanması beklenmemelidir. Diller de insanlar gibi iyi ya da kötü yönde gelişebilirler. Almanca "Fernseher" televizyon demektir, ancak tanıdığım genç almanların tümü "T.V" kısaltmasını kullanırlar. Radyoya "Rundfunk" değil "radio" derler. Olaya bu açıdan bakarsanız divan edebiyatını da yerin dibine geçirmeniz gerekir, çünkü kullanılan lugat türkçe, farsça, arapça ve başka dillerden gelen kelimelerle doludur ki bu lugatın adı da Osmanlıca'dır. Örneğin "bostan" türkçe değil, farsçadır; "serseri" kelimesi arapça "sarsar" kelimesinden türemiştir. Kısacası demem odur ki, "wauuuw abi master bi olay, adamlar şova gitmiş ooooluuuum, yarmış" gibi alt kültürün tam göbeğinde olup da, üst kültürü özümseyerek kullanacak yeteneğe ve eğitime sahip olmayan, yine de kendini bu ülkenin eliti sanan (ve pratikte de o hale gelmiş olan) insanların konuşma tarzını "türkçe elden gidiyor" iddiasını destekleyecek örnekler olarak ortaya koyamayız; çünkü Türkiye'de alt kültür ne yazık ki baskın olması gereken üst kültür katmanlarına hakim konuma gelmiştir. Bunun yerine türk gençliğinin birkaç jenerasyonunu birden kültürel açıdan imha etmeye kimlerin, neden, nasıl kalkıştığını tartışmak daha doğru olacaktır.
Sevgiler,
Selim "Gönüllerin Admini" Öztunç :)
------------- __________________________
Her yerini gezdim Tatooine'in, bulamadım bir eşini;
Force'um boldur bulaşma, sererim yere leşini.
|
Mesajı Yazan: ardeth
Mesaj Tarihi: 01/12/2006 Saat 04:38
Orjinalini yazan: volkan
Toplumda şöyle yanlış bir imaj oluştu; sanki İngilizce eğitim veren okullar, özel okullar, daha iyi eğitim veriyor, daha başarılı bireyler yetiştiriyor.
Şöyle bir husus var ki o da ingilizce eğitim veren okullardaki ingilizce eğitimin düz liselere göre daha iyi olduğu ve buradan mezun kişilerin daha kolay iş bulabilecekleri. Nitekim bu tür özel liselerden bilhassa Amerikan kolejlerinden mezun olup iyi iş bulmuş arkadaşlarım mevcut.
[QUOTE=volkan]
Bu çok güzel bir amaç bir veli için veya bir genç için; ancak sonuçta herkes bu amaca koşmaya çabalarsa, ülkemiz bundan nasıl bir yarar elde edecektir? Beyin göçü ve az gelişmişlikle yetinme dışında ne elde edebiliriz?
Çağımızın gerekleri bunu şart koşuyor. İngilizce evrensel bir dil. En azından bir yabancı ülkeye gittiğinizde bile o ülkenin dilini tam olarak bilmiyorsanız ingilizce bilmeniz kafi gelecektir. Uluslararası şirketlerde bunu geçtim çok iyi bir şirkette önemli şartlar olarak diploma, yabancı dil ve bilgisayar bilgisini öne sürüyorlar. Mülakatlarda bile sordukları şey şayet askerlik yapıldıysa ingilizce hatta bazı şirketler tek dille bile yetinmiyor. Eğer ki günümüzde en azından ingilizce bilmiyorsanız çok iyi bir şirkette yüksek bir maaşla çalışmanız hayal. Ailelerde bunu iyi bildiğinden çocuklarının ingilizce eğitimi almasını ve buna yönelik bir özel okulda okumasını gerekli görüyorlar.
Aslında tüm bunlar günümüzde çağının bilgi ve teknoloji çağı olmasıyla ilgili. Bilgi günümüzde global bir düzeyde, bunu sağlayan da teknolojik yenilikler. Bu teknolojik yenilikler sonucunda dile çeşitli kavramlar giriyor. Bir süre sonra da bu kelimeleri kullanıyoruz. Mesela güncelleme yerine update, şebeke yerine network, yazıcı yerine printer, Fare yerine mouse gibi. Bir de asla Türkçe karşılığı olmayan ama günümüzde sıkça kullandığımız teknolojik ürünler de var örneğin CD, DVD,Ipod gibi. Kısacası teknoloji geliştikçe yeni terimler dile adapte olacaktır. Ayrıca teknoloji geliştikçe kültür alışverişi de hat safhada olacak ve sonuçta dilde değişecektir. Teknoloji de kim teknoloji-yoğun ülke ise onun dilini veya ortak evrensel dili kendisine empoze edecektir. Haliyle de günümüzde bu dil ingilizce olarak karşımıza çıkıyor.
Unutmamak gerekir ki dil canlı bir varlıktır. Doğar, yaşar ve zamanı gelince ölür. Nitekim lisedeki Türk dili derslerinden bunu hatırladığınıza eminim. Dildeki gelişme, değişim durdurulamaz. Bunu yapmak için teknolojiyi, kültür alışverişini durdurmak gerekir ki bu da haliyle imkansız.
Beyin göçüne gelirsek, beyin göçünün esas nedeni şudur ki, bilime yeterince önem verilmemesi, projelerin desteklenmemesi. Misal burada gerçekleştirdiği bir proje desteklenmeyip yurtdışına çağrılan ve projesi sonrasında dünyada büyük yankı uyandıran pekçok Türk bilim adamının olduğu da bir gerçek. Nitekim zaten bunun en çarpıcı örneklerine teknoloji dergilerinde ve haberlerde ratslıyoruz. Bir de öyle bir ironi var ki yurtdışında çeşitli üniversitelerde çalışan Türk bilimadamlarının yayınladıkları makalelerin, çalışmaların buradaki akademisyenler tarafından çalışmalarında referans gösterilmesi.
------------- Bu dünya fanidir sakyn aldanma, ma?rur olup tac-ü tahta dayanma, yedi iklim benim deyu güvenme...
|
Mesajı Yazan: EmrahR
Mesaj Tarihi: 01/12/2006 Saat 05:57
Aygün dediğin gibi yabancı dil bilmek elbette gerekir, hatta ne kadar çok yabancı dil bilinirse de o kadar iyi, ben fırsat buldukça İngilizce çalışıyorum, Microsoft'un Sistem Mühendisliği eğitimini tamamladım ve bütün dökümanlar ile sınavlar İngilizce idi. Yabancı dil bilmek konusunda sanırım herkes hemfikir, konuyu açtığım metinde ise Türkçe konuşmaların nasıl zedelendiğine ilişkin esprili bir örnek var. Bu forumda veya günlük yaşantımızda Türkçe konuşarak her şekilde anlaşırız, birçok kelimenin Türkçesi varken onun yerine yabancı kelimeler kullanılmasındadır benim serzenişim, tabi ki bazı terimler dilimize eklenmiştir veya eklenecektir, ona da bir sözümüz yok, ama dilimize de sahip çıkmamız gerek diye düşünüyorum, belki de bazı insanlara göre yanlış düşünüyorum, o kadarını bilemeyeceğim. Bir arkadaş toplantısında "Ooooo selam bab", "İyiyim full aksesuarım", "Modelim cool oldu, en son olarak da bastım parlak varnish'i" (bu örnekler ile forumdaki hiçbir arkadaşımı kastetmiyorum, arkadaş ortamlarımda yaşadığım şeylerden bazıları sadece) gibi cümleleredir benim üzüntüm. Son sözüm "bir dil bir insandır" ancak Türkçe'mize de gereken özeni göstermeliyiz olacaktır. Neyse fazla konuştum sanırım, bundan evvelki mesajımda da yazdığım gibi, keşke bu konuyu açmak gibi bir hataya düşmeseydim.
Saygılar.
|
Mesajı Yazan: Batur
Mesaj Tarihi: 01/12/2006 Saat 06:00
volkan bey'e düzeyli tartışma üslubu için teşekkür ederim....
|
Mesajı Yazan: Rahmi K.
Mesaj Tarihi: 01/12/2006 Saat 06:15
Etimoloji çalışmalarıyla tanınan Sevan Nişanyan'ın bir kitabından alıntıdır. Yeni ufuklar açması dileğiyle :)
|
Mesajı Yazan: saral100
Mesaj Tarihi: 01/12/2006 Saat 07:13
Dili geliştiren etkenlerden biride etkileşimler ve dilin ifade ihtiyaçlarıdır.Birbirine yakın yada birzamanlar yakın olup bir coğrafyada yaşamış toplumların dillerinin birbilerinden etkilienmesi hayli nolrmal birşeydir.Yukarıda bahsigeçen konuların hepsinde kendi fikrimce ortak olduğum noktalar mevcut.
Konuşma dili ve yazma dili arasındaki farklılıklar bile bazen hoş karşılanmayabiliyor,öte taraftan yazar gibi konuşmanında pratikteki güçlüğü ve dilin kendince oluşturduğu geleneğe uymayacağıda belirtilir.....
Yukarıda çok net bir cümleyle konu gerçek boyutuna taşınmak istendi..."Bunun yerine türk gençliğinin birkaç jenerasyonunu birden kültürel açıdan imha etmeye kimlerin, neden, nasıl kalkıştığını tartışmak daha doğru olacaktır. "
80'ler gençliğinin bir ferdi olarak bu cümleyi anlayabiliyorum.
Asıl aramamız gereken cevap bence bu...kimlerin ne amaçla bizlere yaymaya/aşılamaya/(empoze) çalıştıkları kültür yada her neyse....??????????????
-------------
|
Mesajı Yazan: Blackbird
Mesaj Tarihi: 01/12/2006 Saat 08:05
Eeee tabi insanlardan edebiyat dilinde konuşmalarını bekleyemeyiz.Sonuçta konuşma dili diye bir şey var değil mi. :D
Ama konuşma dilinin böyle resmi olmamasının da bir sınırı olmalı bence :D Açıkça söyliyim ben de rahat konuşan bir insanım.Ama bu yabancı kelimeler de artık fazla oluyor bence:D
Biri size "çok nobransın artık aşkooom" dese ne tepki vereceğinizi merak ederdim açıkçası:D (Meali:Sevgilim çok kabasın demekmiş)
Maalesef yaşıtlarımın çoğunluğu böyle konuşunca çok cool olacaklarını sanıyorlar.(Başka kelime bulamadım affedin beni çünkü maksatları gerçekten cool olmak popüler (aha da !) olmak gibi bir anlama geliyor.İşin ilginci bu kelimenin anlamı serin demek:D )
Buna gerçekten Türkçe elden gidiyor derim açıkçası.Çünkü gerçekten anlayamadığım yerler oluyor.
Tabi bu bir kültürel emperyalizmmidir muamma...
|
Mesajı Yazan: idris
Mesaj Tarihi: 01/12/2006 Saat 08:09
O tip emperyalizm ile biryerlere varılsaydı şimdiye kadar çoktan fransız olmuştuk.
|
Mesajı Yazan: KucukEniste
Mesaj Tarihi: 01/12/2006 Saat 08:24
Karakuş, verdiğin örnek konusunda kaygılanmana gerek yok. Çünkü bir reklam sonrası kullanıma girmiş ve modası geçince tekrar unutulacak bir kelime. Bir kaç ay sonra yeni bir reklam yeni bir şans :)
Bence dili korumak için onu önce bilmek gerekir, nice "dil koruyucuları"nın hiç dilbilgisi bilmeden dertlerini anlatmaya kalkıştığını gördüm. Başı sonu tutmayan, yüklemi öznesi olmayan, abuk subuk cümlelerle bunu yapmanız biraz zor. Bence kelimelere takılmadan önce dilin yapısını korumak gerekir. İletişimin yazılı olarak sağlandığı bir forum ortamında da kullanıcıların özen göstererek katkıda bulunabilecekleri bir olgudur bu.
Dildeki kelimelere geleceksek de, öncelikle güncel kültürü etkisi altına alan bazı kişilere çeki düzen vermeniz gerekir. Yoksa, örneğin Hıncal Uluç kendi Türkçe'sini (yoksa Hıncalca mı demeli) üretmeye devam ettikçe, istediğiniz kadar uğraşın dil daha karmaşık hale gelir. Benim en sinir olduğum da aynı anlamı karşılayan bir, bazı durumlarda birden fazla Türkçe kelime olduğu halde gidip İngilizce, Fransızca veya başka bir dilden çıkartıp (genelde anlamını da kaydırarak) kelimeleri zorla dile sokmaya uğraşmak. Bunları yaparken çok "akıllı, kültürlü, bilgili, entellektüel" olduğunu düşünmek. Sonuçta, "ajite, ajitasyon, agresif, polemik, baaay, baay baay" gibi kelimeleri hiç gereği yokken güncel dile tıkıştırmak, her fırsatta bunları karşı tarafın kafasına vurarak "empoze etmek", aslında varolmayan bir Amerikan gençliğine ve kliplerde görülen bir kaç uyuşturucu kaçakçısı zenciye özenerek "Yo yo, hey adamım" diye konuşmak da bence "dilin yaşaması, dilin gelişmesi" değildir. Bu noktaya da dikkat etmeli.
Lanet olsun adamım, kapatın şu banal konuyu, tımam mııı?
Haaaadi baay baaaay!
------------- "Ye?il Vadi bizim."
"Hayyr bizim".
"Öaaaaööa"
"Tutmayyn küçük eni?teyi!"
|
Mesajı Yazan: ardeth
Mesaj Tarihi: 01/12/2006 Saat 09:19
Orjinalini yazan: Blackbird
cool olmak popüler (aha da !) olmak gibi bir anlama geliyor.İşin ilginci bu kelimenin anlamı serin demek:D ).
İngilizcede süper, harika, mükemmel gibi anlamlara da geliyor. ;)
------------- Bu dünya fanidir sakyn aldanma, ma?rur olup tac-ü tahta dayanma, yedi iklim benim deyu güvenme...
|
Mesajı Yazan: Arvid
Mesaj Tarihi: 01/12/2006 Saat 19:37
blackbird: vermiş olduğun "nobran" örneği zaten eski türkçe. yani senin savunduğun durumla ters düşüyor.
özeleştirisel yaklaşırsam ben de çokça yabancı kelime kullanıyorum normal hayatta. bunların çoğu terimler veya çok yakın arkadaş çevresinde özel diyalog kelimeleri veya cümleleri, hatta küfür(samimiyet bazen argo ile çok yakın dost olabiliyor). yani ortamdan ortama jargonum hatta imlam bile değişiyor. Belirli ortamlarda bir milyon kelimelik cümleyi imla hatasız kurarken başka bir ortamda ğ, y harflerini bile kullanmıyorum, devrik cümleler ve hatta kısaltmalar... ama bu tamamen benim otokontrolümde. yani "potansiyeli olup da kullanmamak" diye bir tabir vardır, ona benzer bir durum:)
keşke bu ağır eleştirileri alan kesim de böyle yapsa diyorum. yani doğrusunu bilse ama bazen insiyatif kullanarak kuralları yumuşatsa, esnetse. yoksa körü körüne öztürkçeciliğe zaten ütopya... sadece neyi nerde nasıl yapacağımızı bilelim, kendimizi bilelim yeterli bence.
|
Mesajı Yazan: volkan
Mesaj Tarihi: 01/12/2006 Saat 21:21
Ben de Batur Bey'e düşüncelerini paylaştığı ve güzel bir fikir tartışması yaşadığımız için çok teşekkür ediyorum. Her paylaşım bana birşeyler öğretiyor.
Orjinalini yazan: ardeth
Çağımızın gerekleri bunu şart koşuyor. İngilizce evrensel bir dil. En azından bir yabancı ülkeye gittiğinizde bile o ülkenin dilini tam olarak bilmiyorsanız ingilizce bilmeniz kafi gelecektir. Uluslararası şirketlerde bunu geçtim çok iyi bir şirkette önemli şartlar olarak diploma, yabancı dil ve bilgisayar bilgisini öne sürüyorlar. Mülakatlarda bile sordukları şey şayet askerlik yapıldıysa ingilizce hatta bazı şirketler tek dille bile yetinmiyor. Eğer ki günümüzde en azından ingilizce bilmiyorsanız çok iyi bir şirkette yüksek bir maaşla çalışmanız hayal. Ailelerde bunu iyi bildiğinden çocuklarının ingilizce eğitimi almasını ve buna yönelik bir özel okulda okumasını gerekli görüyorlar.
Aygün Bey merhabalar, size katılıyorum zaten benim söylediğim de aynıdır; İngilizce kesinlikle öğrenilmelidir.
Ancak, İngilizce; sadece "İngilizce" olarak öğrenilebilir. Matematiği, Fiziği, Mühendisliği, vs. İngilizce dilinde öğrenerek, ne mesleği daha iyi kavrayabiliyoruz, ne de İngilizceyi. Hatta uygulamadan kaynaklanan bazı sorunlar daha da içinden çıkılmaz hale getirebiliyor sorunu. Örnek vermek isterim. Derslerin İngilizce okutulduğu okullarda, İngilizce bilgisi yeterli olmayan öğretmenin sorduğu soruyu dahi anlayamayan -düşük cümle, gramer hatası, vbg.- öğrenci ne yapabilir?
"Tarzanca" bir İngilizce ile hem mesleğe, bilime yazık oluyor hem de yabancı dil bilgisi gelişemiyor.
Bunları sadece ben söylemiyorum, ABD'de onyıllarca yaşamış, orada kültür mühendisliği birimlerinde görev yapmış, Oktay Sinanoğlu söylüyor.
Yukarıda sizlerin belirttiği gibi, Türkçemizin bozulmasının tek nedeni elbetteki bu açıkladığım unsur değildir. Bildiğiniz gibi; Japonya'da bir yılda bir insanın okuduğu kitap ortalaması 6 iken, Türkiye'de bir yılda okunan 1 kitaba 25 insan düşmektedir (aradaki uçurum; 6x25= 150 kat daha az okuyoruz). Bir dil okunmadan sadece "Televole kültürü" ile televizyondan izlenerek, kulaktan dolma ifadelerle yaşayamaz, kendisini koruyamaz. Ben tabi ki gelişmeye açığım, Yeni kelimeler elbetteki katılacaktır dilimize. Bu yazımda mesela, görüyorum ki birçok yabancı kökenli kelime kullanıyorum. İyi yönde bir örnek olarak ben "e-mail" yerine özenle; "e-posta" diyorum buna dikkat ediyorum, bir başkasından da aynı ifadeyi alınca memnun da oluyorum.
Sonuç itibarıyla; daha çok okumamız, gençlerin Türkçe okumasını özendirmemiz gerekmektedir. Dilimizi ancak böyle koruyabiliriz.
------------- Sevgi ve Saygylarymla,
volkan.
|
Mesajı Yazan: Kesifci
Mesaj Tarihi: 02/12/2006 Saat 05:34
O zaman TUAF'mı,HvKK'mı?
İsteyen istediğini yazar tabi!Ama Türkçe yazışıyorsak...
------------- -Ispanaktan agaç olur mu?
-Olmaz mi?
|
Mesajı Yazan: Blackbird
Mesaj Tarihi: 02/12/2006 Saat 09:09
Orjinalini yazan: Emroglan
Lanet olsun adamım, kapatın şu banal konuyu, tımam mııı?
Haaaadi baay baaaay!
Hehehe :D Yanlış yazmışın abi kapatın şu lanet olası canı cehenneme konuyu olacaktı hehehe :D
|
Mesajı Yazan: Blackbird
Mesaj Tarihi: 02/12/2006 Saat 09:15
Orjinalini yazan: Arvid
blackbird: vermiş olduğun "nobran" örneği zaten eski türkçe. yani senin savunduğun durumla ters düşüyor.
Hehe Rezil oldum :)
Bilmiyordum eski Türkçe olduğunu valla sağolun.
Yanlış kelime kullanarak örnek verdiysem de anlaşılmıştır umarım:) AFFOLA!
İdris Bey haklısınız :D Benim demek istediğim hani bir toplumu yok etmek için öcelikle dilini kültürünü yok etmek gerekir bence.Sonuçta yabancı kelimelerden , dillerden çok fazla etkilenen bir dile sahip olan bir toplum milli kimliğini kaybetmeye başlar...
Ov Ye Ov Ye Haydin Bye Size!!
(uyaklı oldu :) )
|
Mesajı Yazan: oy61
Mesaj Tarihi: 02/12/2006 Saat 09:35
İnsanlar anlaştığı sürece kullanılan kelimelerin ne önemi var. Bence esas önemli olan dilin gramer yapısını bozmadan konuşmak ki esas vahim durumda olan nokta burası.
------------- Hayat bos!!!
Öyleyse epoxi ile dolduralim
|
Mesajı Yazan: baturavgan
Mesaj Tarihi: 02/12/2006 Saat 20:29
Orjinalini yazan: oy61
İnsanlar anlaştığı sürece kullanılan kelimelerin ne önemi var. Bence esas önemli olan dilin gramer yapısını bozmadan konuşmak ki esas vahim durumda olan nokta burası.
Kullanılan kelimelerin önemi var. Çünkü o kullandığın kelimeler bir toplumun binlerce yıldır uğraşıp oluşturduğu bir kültürden geliyor. Bu sadece Türkler için değil, tüm insanlar için bu şekilde. Eğer o insanlara saygı duyuyorsak kelimelere dikkat etmeliyiz. Daha başka sebepler de var ama bunlara girmenin yeri burası değil. Yanlış anlaşılmasın, doğru yerin burası olmamasının nedeni tartışan kişilerin doğru olmaması. Hiçbirimiz bu konuda eğitim almadık ve bu konuyu bilenlere bırakmamız lazım. Bu nedenle insanlar üniversitelerde okuyor ve uzmanlaşıyor.
Fakat yine de dil knusunda bize kalan bir nokta var. Biz maketçilikle ilgilenen bir grup insanız. Maketçilik yurtdışından geldiğinden de birçok yabancı terim içeriyor. Bence biz oturup bu terimleri Türkçeleştirmeyi denemeliyiz. Çünkü yeni kelimeler üretirken o klimenin anlamını tamamn benimsemiş olmak gerekiyor. Bu arada bir şey daha var: Bizim üreteceğimiz kelimeler sadece bir öneri olabilir. Son karar bize kalmaz.Ama kelime benimsenip uzun süre kullanılırsa Türkçede yerini alır.
Son söz: Maketçilikte yeni kelime üretme denemeleri daha önceden denendi. Çoğu kişi dalga geçti. Zamanla her şey yerine oturur. Tabii o yer neresi olur, bilinmez.
|
|