Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Boya kabini ve stand fikri

Nereden Yazdırıldığı: ModelSitesi
Kategori: Genel
Forum Adı: Malzemeler
Forum Tanımlaması: Epoksi boron kompozit mi? Yoğurt kabı mı? Yerine göre her ikisi de...
URL: www.modelsitesi.com/forum2/forum_posts.asp?TID=2855
Tarih: 26/11/2024 Saat 00:24
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.04 - http://www.webwizforums.com


Konu: Boya kabini ve stand fikri
Mesajı Yazan: Muratti
Konu: Boya kabini ve stand fikri
Mesaj Tarihi: 25/08/2006 Saat 04:32
Kızımın odası için bir tv/dvd ve ps dolabı yapmıştım. 1.50 x 1.50 küp şeklinde, beyaz suntalam malzemeden.

Bir de elime boş kablo makarası geçti.

Şimdi aynen o dolabı kabine çeviriyorum. Boş kablo bobinini de (30 cm çapında) stand yapacağım.

Parça tutucuları ise elektrikçiden alınacak olan aligatör klipslerin tel askı parçalarına takılarak makaranın kenarlarına dikilmesi ile çözülecek.

Fan işine gelince Bauhaus' dan şöyle güçlü guvvatlı bir fan ve spiral boru ile iş çözülür...

Aklıma geldiydi de... Sizin de işinize yarar umarım...




Cevaplar:
Mesajı Yazan: KucukEniste
Mesaj Tarihi: 25/08/2006 Saat 04:37
Fan konusunda salyangoz fan tavsiyedir. Diğer türlü kabinden hava çekip borudan üfleyebilmesi için ciddi büyük bir fan olması lazım. Yoksa o fan dalga geçer gibi dönüyor, çalıştığınız yerse tinerli dumanla doluyor, siz de küfür ediyorsunuz.

Salyangoz fanın tek kötü yanıysa maliyeti biraz yüksek olması.

-------------
"Ye?il Vadi bizim."
"Hayyr bizim".
"Öaaaaööa"
"Tutmayyn küçük eni?teyi!"


Mesajı Yazan: pilotcuk
Mesaj Tarihi: 25/08/2006 Saat 05:44
Emre abi bu konuda deneyimlisin o bakımdan soruyrum.Benimde özel bir kabin yapmam lazım modellerin üstüne boya yapışır oldu canımı çok sıkıyor.böyle bir kabin yapmak istiyorum Mdf den.Yalnız fan olarak   bilgisayar fanı tarzı bir fan var elimde o büyüklükte.O tarz bir şey koysak olur mu acaba?

-------------
I feel the need The Need for Speed...


Mesajı Yazan: shazneci
Mesaj Tarihi: 25/08/2006 Saat 06:28
Demirdöküm servislerinde satılan hermetik kombi fanları hem debisi yüksek hemde çok sessiz

http://www.modelsitesi.com/forum2/forum_posts.asp?TID=1653&KW=shazneci - hermetik kombi fanı


Mesajı Yazan: KucukEniste
Mesaj Tarihi: 25/08/2006 Saat 06:53
Selamlar Melih,

Estağfurullah deneyimli falan değilim, ama maket yaptığım odada uyuduğum, boyahane ile yatak mesafemin 10 cm olduğu ve ailemin en ufak tiner kokusundan rahatsız olduğu gerçeği var :) Bu yüzden en etkili çözüm peşinde koştum.

Daha önce de bu forumda tartışıldı, hangi fan neden olur neden olmaz, Süleyman Girit abimiz mesleği icabı bize güzelce açıklamıştı. Affına sığınarak buradan özetleyeyim, herhalde forumda aranırsa bulunabilir (o konu başlığında çok detaylı konuşuldu diye hatırlıyorum, sakın yanlış anlaşılmasın amacım ukalalık değil).

Bilgisayar fanı, büyükçe bir kutunun havasını alıp dar bir boruya itiştirecek kuvvette değil(boruya itiştirecek güçte olsa dahi kutunun havasını tahliye etmeye yetmiyor). Bize gereken, yüksek debi ve çekiş/itiş gücü sayesinde geniş bir alandan havayı alıp gerekli basınçla dar bir boruya tıkıştıracak ve onu dışarı ittirecek bir sistem. Bu açıdan baktığımızda da, klasik tip aspiratör fanları ve bu kahvehane veya büyük mutfak camlarındaki aspiratör fanları da yetersiz kalıyor. Çünkü debileri, havayı dar borudan ittirecek kadar kuvvetli değil. Ucuna soba borusu bağlanmış böyle bir fan, deyim yerindeyse ancak "kendini havalandıracak kadar" çalışıyor.

Koyacağın kutu büyükçe bir şey olacaksa (ki 48 uçak yaptığına göre belli bir büyüklüğün üzerine çıkmalı), en verimli çözüm shazneci beyin de gösterdiği üzere salyangoz fanlar. Bunlar yapıları gereği yüksek debiyle çalışıyorlar ve zaten havayı bir yerden hızla çekip bir borudan iletmek için tasarlandıkları için tam bizim için biçilmiş kaftan. Fakat, bunların da 2 kötü yanı var. Birincisi, maliyetleri. En basitinden bir salyangoz fan, normal fanların 2 katı fiyatına. Kabinin 50X50X50 boyutu ve üstü olacaksa sana debisi biraz daha yüksek bir şey lazım ki, bu da 70 YTL üstü bir maliyet demek olabilir. İkinci kötü özelliği de, yüksek hızda dar bir boruya üflenen hava = uğultu. Ne yazık ki bunu engellemenin de bir yolu yok. Gerçi evde gerçekleştirdiğim testlerde, gecenin üç buçuğunda tam gaz çalışan fan kimseyi uyandırmadı, komşulardan da şikayet gelmedi. Aksine, tilki uykusu uyuyan babamın şikayet ettiği şey, sabit bir şekilde derinden uğuldayan fan yerine, aralıklarla tiz bir şekilde "pıssst pısssst" yapan pistolenin sesiydi :)

Kalanı da zaten kabaca benim boyahane hazırlama makalemde var. Eksik bir şey varsa yardımcı olmaktan memnun olurum, yanlışım varsa da lütfen bilen düzeltsin körü körüne gitmeyelim.



-------------
"Ye?il Vadi bizim."
"Hayyr bizim".
"Öaaaaööa"
"Tutmayyn küçük eni?teyi!"


Mesajı Yazan: pilotcuk
Mesaj Tarihi: 25/08/2006 Saat 07:12
Anlaşıldı bu işte biraz ertelenecek.Aynı şekilde ev ahalisi tiner kokusundan rahatsız oluyorlar.Gerçi yazın çok şikayetçi değiller ama.Bu tiner kokusu yüzünden bir dönem rahmetli babam (astım hastasıydı) rahatsız olmasın diye o eve geleceğinden saatler önce boya yaparım, kışın bile kapı penceere açar ceryan yaptırırdım evi.Bu işe çözüm bulmam şart zira maket yapalım derken sağlığımızdan olmamak lazım.Emre abi ve Shanzeci beye çok teşekkür ediyorum.Bu uygulamayı da en kısa zamanda yapmam lazım mutlaka çok teşekkür ettim hepinize...

-------------
I feel the need The Need for Speed...


Mesajı Yazan: YODA
Mesaj Tarihi: 25/08/2006 Saat 16:30
arkadaşlar bu konuda farklı farklı alanlarda filtreleme ve akışkan tahliyesi konularında tecrübe sahibi biri olarak yaptığınız boya kabinlerinde gördüğüm temel tasarım hatalarını belirtmek isterim.

1) yapılan kabinlerin bir çoğu çalışılan masaya fan takarak bu fanın çektiği havayı tahliye yoluna gidilerek tasarlanmış ve bence çok gereksiz büyüklükte bir alanın havası emilmeye çalışıldığı için hem pahalıya mal oluyor hemde verimsiz çalışıyor.

2) Boya kabini tasarımı kesinlikle işinizi görecek optimize edilmiş minimum boyutlarda olmalı. Koca masayı boya kabini haline getirme ihtiyacı duyan biri normal şartlar altında sürekli 1/16 1/8 çalışıyor falan olmalı. Genelde 1/35 çalışan biri olarak ben kendi kabin ölçülerimi 70*40*50 olarak belirledim.

3) haliyle alan küçülünce salyangoz fan benzeri emiş gücü yüksek tasarımlara pek gerek kalmıyor. bir kere en önemli noktalardan biride boya kabininin olabildiğince kapalı bir formda olması. bu beraberinde kabinin dışına çıkan boya ve solvent miktarlarınıda azaltıcaktır. Daha küçük boyutlarda ve ucuz fanlarla dahi hava tahliyesi yapılabilir hale gelecektir.

4) Belkide tasarım olarak yapılan en büyük hata(hatta ticari amaçla satılan ürünlerin bile bazılarında mevcut bu hata)akışkanlar mekaniği konusunda yapılmakta ve bu tasarım hatalarını gidermek için fanların güçleri ve boyutları büyümekte; dolayısı ile maliyet artarak optimizasyondan uzaklaşılmakta. Bu hatanın temelinde fan tarafından çekilen havaya rahat bir akış sağlamak ve fana düşen işi azalmak yerine emilen havayı sürekli olarak akacağı bir yola değilde arkadan itilerek ilerlediği bir yola sokmak yatıyor. Nemi yapalım. Özetliyim:

* kabinlerimizi hafif malzemelerden ve demonte edebileceğimiz şekilde tasarlayıp üretelim. İşimiz bitince kaldırır ve boya pisliğinide çalışma masamızdan uzaklaştırmış oluruz. Ben resim çantalarının üretildiği oluklu plastik levhadan kestiğim parçaları birbirlerine geçme yerleri oluşturarak monte edebildiğim ve kolayca parçalayıp az hacimde saklayabildiğim bir kabin kutusu yaptım.

*Fanın lokasyonuda önemli, ben bir yüzü açık dikdörtgen prizma şeklinde yaptığım kabinin arka yüzünü bu iş için uygun buldum ve bence doğrusu bu. Üste konulan fan solvent ve boyanın bir kısmının havada asılı kalmasına ve maket üzerine düşüp portakal kabuğu efekti yaratmasına yol açabiliyor.

*arka yüzeye monte edilen fandan çıkan tahliye borumu camdan dışarı vermek yerine bir beyin jimnastiği ile gayet iyi çalışan bir su filtresi yaptım. bir kere en önemli noktabu boru fandan çıktıktan sonra olabildiğince kısa bir mesafede yere doğru indirilmeli çünkü bizim tahliye etmek istediğimiz tüm kimyasallar havadan ağır ve haliyle yere düşme eğilimi içindeler; bırakın yollarında gitsinler...bide onları yere paralel taşımak için fan gücü kullanma yoluna gidip daha güçlü fana ihtiyaç duymayalım...neyse aşağı doğru giden borunun ucunu yere koyduğum bir kap suyun yüzeyine çok yakın (yaklaşık 0.5cm) yakında havada sabitledim(boruyu masamın yanından aşağı bantlayarak sabitledim, yani boru masamın yanında hep sabit duruyor, işim bitince kabini ve kovayı kaldırıyorum.) Sistem budur.

--souçta fanın çektiği kirli hava+boyayı borunun içerisinden suyun yüzeyine üfletiyorum...havadan ağır olan boya,tiner ve benzeri kimyasallar su yüzeyine çarpmanın etkisi ve yer çekiminin yardımı ile sya yapışıyorlar...bu sistemle yarım saatlik bir pistole çalışmasının ardından suyun rengini görmek bile istemezsiniz...
Bu tabiiki %100 bir filtreleme değil ancak 10 milyon liraya mal edilebilen, yer kaplamayan, çok ama çok sessiz vede camdan tahliye gerekmediğinden her lokasyonda kullanılabilecek nacizane bir tavsiyemdir.
Bir faydam dokunabilirse ne mutlu bana.

Herkese iyi maketler sağlıklı günler dilerim.



-------------


Mesajı Yazan: Muratti
Mesaj Tarihi: 25/08/2006 Saat 20:17
Nickinizin hakkını master'lığınızı kanıtlayarak vermişsiniz Koray Bey. Aydınlandım teşekkür ederim.

Mükemmel bir fikir. Ben de bir tasarım yapmıştım Emre Bey' in verdiği bir esin üzerine. Aslında çizimi scan etmek şu anda mümkün değil ama gözünüzde değilse bile hayalinizde canlandırmanız için:

Booth yine küp şeklinde (tabii ölçüler küçük sizin tavsiyeniz üzerine) 5 yüzünün (önü açık ya) üst, sağ ve sol yanları kapalı, alt ve arka yüzleri ise ızgaralı olacak. Dışında sobacıya yaptırılmış bir davlumbaz ile tek çıkışa yönlenen bir manifold olacak. Fan bu manifold' a bağlı olacak. Nispeten düşük güçlü bir fan yer çekiminin de yardımıyla alttan partikülleri, arkadan ise buharları çekecek. Su filtreleme konseptini de ekleyince sanırım tasarım bayağı iyi olacak...

Eh hendese ilmini kıraat eylediğimiz için kafamız biraz basıyor ama akışkanlar mekaniği en sevdiğim ders değildi doğrusu. :)

Saygılar


Mesajı Yazan: KucukEniste
Mesaj Tarihi: 25/08/2006 Saat 20:59
Orjinalini yazan: YODA


*arka yüzeye monte edilen fandan çıkan tahliye borumu camdan dışarı vermek yerine bir beyin jimnastiği ile gayet iyi çalışan bir su filtresi yaptım. bir kere en önemli noktabu boru fandan çıktıktan sonra olabildiğince kısa bir mesafede yere doğru indirilmeli çünkü bizim tahliye etmek istediğimiz tüm kimyasallar havadan ağır ve haliyle yere düşme eğilimi içindeler; bırakın yollarında gitsinler...bide onları yere paralel taşımak için fan gücü kullanma yoluna gidip daha güçlü fana ihtiyaç duymayalım...neyse aşağı doğru giden borunun ucunu yere koyduğum bir kap suyun yüzeyine çok yakın (yaklaşık 0.5cm) yakında havada sabitledim(boruyu masamın yanından aşağı bantlayarak sabitledim, yani boru masamın yanında hep sabit duruyor, işim bitince kabini ve kovayı kaldırıyorum.) Sistem budur.

--souçta fanın çektiği kirli hava+boyayı borunun içerisinden suyun yüzeyine üfletiyorum...havadan ağır olan boya,tiner ve benzeri kimyasallar su yüzeyine çarpmanın etkisi ve yer çekiminin yardımı ile sya yapışıyorlar...bu sistemle yarım saatlik bir pistole çalışmasının ardından suyun rengini görmek bile istemezsiniz...
Bu tabiiki %100 bir filtreleme değil ancak 10 milyon liraya mal edilebilen, yer kaplamayan, çok ama çok sessiz vede camdan tahliye gerekmediğinden her lokasyonda kullanılabilecek nacizane bir tavsiyemdir.
Bir faydam dokunabilirse ne mutlu bana.

Herkese iyi maketler sağlıklı günler dilerim.



Mükemmel bir fikir! Benim derdim tineri evden kovmak olunca (eh akışkanlar mekaniği de okumadık iktisatta) bunu hiç akıl edemedim. Bunu hemen deneyeyim, neredeydi bizim kova??? :)

-------------
"Ye?il Vadi bizim."
"Hayyr bizim".
"Öaaaaööa"
"Tutmayyn küçük eni?teyi!"


Mesajı Yazan: YODA
Mesaj Tarihi: 26/08/2006 Saat 10:28
Orjinalini yazan: Muratti

alt ve arka yüzleri ise ızgaralı olacak. Dışında sobacıya yaptırılmış bir davlumbaz ile tek çıkışa yönlenen bir manifold olacak. Fan bu manifold' a bağlı olacak. Nispeten düşük güçlü bir fan yer çekiminin de yardımıyla alttan partikülleri, arkadan ise buharları çekecek. Su filtreleme konseptini de ekleyince sanırım tasarım bayağı iyi olacak...


Kendimi Master olarak görmekten çok uzak olsamda, bu işleri Padawan lık dönemlerimde öğrendiğim de bir gerçek...:)

Tasarımınızı denemiş ve nispeten kısa bir dönem kullanmış biri olarak tavsiyem kabinin zemininden de emilim sağlanan tasarımlarda zemindeki emilimi minimum seviyede tutmanın şart olduğu...
Eğer arka yüzeyden sağlanan emiş gücüne denk yada yakın bir debide emilim yapılırsa air brush ile çalışmak işkenceye dönebiliyor....maketi zemine koyduğumuz için ve alttan emilim olduğundan maketin düzgün olmayan çehresinde oluşan mikro girdaplar ve düzensiz hava dağılımları zaten çok ince olan boya-tiner-hava karışımımızın maket üzerinde istenmeyen alanlarada dağılmasını beraberinde getiriyor. ayrıca uzaktan yüksek basınçla atılarak yapılan sisleme, tozlama gibi ince filtreler makete varamadan zeminden emildiği için çok zorlanılabiliyor...

ama bütün bu dezavantajlara ve üretimindeki zorluğa rağmen zeminden emilim yapan kabin tasarımı en başarılı filtrasyon kabini yöntemlerinden biriydi ve bu tasarımı bir kenara itme fikrindense iyileştirme yoluna gittim ve sizinde belirttiğiniz gibi başta ızgara biçiminde olan zeminin üzerine aspiratörlerde kullanılan ve asıl malzeme adı "Tela" olan yarı sentetik tekstil ürünü filtrelerden koydum. Tekstilde kullanılan telalar biraz ince geldiği ve hava akımını gereğinden az engellediğinden aspiratör filtresi olarak pazarlarda bile satılan ve nispeten kalın telayı kullandım. 1YTL ye 2 adet hazır kesilmiş olarak temin edilebilir. Bu filtrenin ayrıca bir faydası daha var; o da boya ve tinerin bir kısmının daha su filtresine yada camdan dışarı açılan menfeze ulaşmadan daha kabinin tabanında filtreleniyor olması.

Bunu asla tasarımınıza bir eleştiri olarak değil tam tersine aynı yolu denemiş biri olarak başımdan geçeni aktarmak amacı ile yazdım. Umarım ukalalık olarak algılanmaz.

Maket dolu günler dilerim.
(NOT: Elektronik mühendisliğinde de akışkanlar mekaniği yoktu, ama bende gidip bu dersi seçmeli ders olarak makine bölümünden alacak merak ve kaşıntı vardı..:) kaşıntı dedim çünkü kalmıştım...ama bilgiler kar olarak kaldı. )

-------------


Mesajı Yazan: pilotcuk
Mesaj Tarihi: 26/08/2006 Saat 10:45
Koray abi anlatmak istediğin olayı anladm fakat soru işaretleri kaldı.

1)Fanımızın ufak olması sorun değil diyorsun yani dimi?
peki ne kadarlık bi fan kullansak yetiyor?

2)Bu su olan kovanın ağızıyla boru açık yer kalmaksızın kapanıyor değil mi?

3)bir basit çizim veya detaylı fotoğraf koyabilirmisin?

4)Fikir süper.Öğrenci adama büyük kıyağın oldu abi zira bugün salyangoz fanı sordum bir yere.adam cin scins konuştu(napcan len seni?he ne işine yarıcak senin he?bombamı yapcan len.Terörist gibi baktı adam bana:D)
Çok teşekkürler şimdiden...

-------------
I feel the need The Need for Speed...


Mesajı Yazan: Muratti
Mesaj Tarihi: 26/08/2006 Saat 18:15
Koray Bey;

Öncelikle değerli bilgiler için teşekkür ederim. Hiç bir menfi duygu uyandırmadı müsterih olunuz lütfen.

Tüm aşamalarda bir damper düşünüyordum zaten ve aklımdaki ve tela veya elyaf filtreden ziyade tinere veya solvente gelebilecek metal fdavlumbaz filtresiydi... Bu daha ekonomik... Çok çoğu kaldır at 1-2 lira ise...

Sizden de aldığım değerli bilgilerle birşeyler yapıp prototipten önce çizimlerini göndereceğim...
Saygılar


Mesajı Yazan: KucukEniste
Mesaj Tarihi: 26/08/2006 Saat 19:43
Koray Bey Merhabalar,

Ben bir iki şey daha soracağım eğer yardımcı olabilirseniz. Ben filtrelemek için salyangoz fanın hemen önünde karbonlu diye tabir edilen aspiratör filtresi taktım, sizce bu yeterli filtreyi sağlar mı? (Derdim salyangoz fanı tiner ve boyadan yapabildiğim kadar koruyarak bozulmasını engellemek)

Akışkanlar mekaniği iması, boyahaneyi tasarlarken mühendis arkadaşların atıp tutması ve son olarak uçak mühendisi bir arkadaşın oturup uçağa benzeyen boyahane çizmesiyle ilgili bir şakadır, dilerim alınma gücenme olmamıştır.

Aslında bu konu başlığı altında proje ve resim paylaşsak, hatta benim makalemi kaldırıp daha kapsamlı bir şey koysak da, herkes faydalansa diyorum, çok zor olur mu?

-------------
"Ye?il Vadi bizim."
"Hayyr bizim".
"Öaaaaööa"
"Tutmayyn küçük eni?teyi!"


Mesajı Yazan: Muratti
Mesaj Tarihi: 26/08/2006 Saat 20:29
Elimde çıkma bi mutfak aspiratörü var Baymak marka çift fanlı (valde mutfağı şeytti de dolaba uymuy diye konik davlumbazlı bi şey yaptırdı...


Mesajı Yazan: YODA
Mesaj Tarihi: 27/08/2006 Saat 10:06
Sevgili dostlar asla bir alınma gücenme yok; tam tersine forumda bazı yazılarda kişilerin yorumlarında yanlış anlaşıldıklarını gördüğüm için baştan eleştiri değilde paylaşımda bulunduğumu söyleme ihtiyacı duydum. Akışkanlar mekaniği ile ilgili ise ciddi ciddi kendimle dalga geçiyorum ve hala o dersi neden aldığımı kendime tam açıklayamadım...:)

gelelim filtre konusuna..."Emroglan" beyin bahsettiği eğer şu standart bacasız aspiratör karbon filtresi ise yani siyahyuvarlak olanlardan ise bilinmeliki ciddi bir emiş gücü kaybının yanında aynı fiyat kategorisindeki rakiplerine oranla gayet tatminkar bir filtreleme yapar.

"Muratti" bey size tavsiyem metal yerine genede tela filtre kullanmanız olur.Sebebi ise tela filtrenin mikraoskobik yoğun fiber dokusunun çok daha etkin bir şekilde pistole tarafından pulvarize edilmiş boya buharını tutabilecek olmasıdır.Metal aspiratör filtreleri yemek pişerken tencereden çıkan sıcak su buharı+yağ karışımını metal dokusu arasından geçerken aniden soğutarak(ince metal liflerinin ısı transferi gayet hızlı olduğundan)yağın metal üzerinde yoğuşmasını ve filtreye yapışmasını sağlama yöntemi ile çalışır...ki bu filtre prensibi bizim filtrelemek istediğimiz karışıma pek uygun değil gibi....

"pilotcuk" bey...benim son kabinimde kullandığım ana fan 12cm çapında diğer destek fanları ise 5cm çapında standart bilgisayar fanları...bu fanlar fırçasız tipte olduklarından ve sargı kısımları fanın arka kısmında bulunduğundan tiner buharının kıvılcımlar ile alev alması ve benzeri tehlikeleri en ekonomik şekilde minimuma indiriyor. Su filtresi konusunda ise abartarak söyliyeyim...leğenin ortasında 5 cm çapında bir boru bile yüzeye yakın konumlandırılsa prensipte düzgün çalışıyor olmalı....yani -su olan kovanın ağızıyla boru açık yer kalmaksızın kapanıyor- gibi bir durum söz konusu değil...bu atık maddeler havadan ağır olduklarından zaten su yüzeyine düşme eğilimindeler...ama dediğim gibi bu filtreleme; kirli havayı dışarı atmak kadar etkili bir filtrasyon asla sağlamıyor...sadece ucuz, pratik yani optimize edilmiş bir durum....ayrıca camdan uzak bir boya kabininede izin vermesi avantajı...

fotoğraf konusu benimde çok canımı sıkıyor ve inat etmeyi bıraktım, digital e karşı olan savaşımı yakın geçmişte terk ederek siparişi verdim...eylül başına digital makinem gelir gelmez bir kaç fotoyu zevkle foruma eklerim.
kalın sağlıcakla....

-------------


Mesajı Yazan: Muratti
Mesaj Tarihi: 27/08/2006 Saat 17:38
Koray Bey, öncelikle lütfen rahat olun; sizin verdiğiniz değerli tavsiyeleri dinlemek (pardon okumak) bize neden alınmak vesilesi olsun ki...

Çok iyi anladım; son olarak bir de netten araştırma yapıp belki de Tamiya' nınkini alıveririm... :-}

Bunca yazı çiziboşa ha? :D


Mesajı Yazan: YODA
Mesaj Tarihi: 29/08/2006 Saat 04:06
eğer tamiya nınkini alırsanız fiyat konusunda bilgi verirseniz sevinirim...Şahsen sürekli kullanım için performansını merak ettiğim ancak o kadar para vermeye elimin varmadığı bir ürün...

-------------


Mesajı Yazan: Muratti
Mesaj Tarihi: 29/08/2006 Saat 06:45
Yes Master...

Hatta kuş gribi salgını tekrar başlarsa önce ben tavuk neyin yerim bana bi şey olmazsa siz de yersiniz...   :D

Şaka bir yana hobbytime vs gibi sitelerde var ve fiyatı da 230ytl civarlarında...

Aslında aklıma çok pratik bir fikir daha geldi: bir OMO kolisi filan bulup arkasında delik açarak ikinci el PC fanı uygulamak (2- 3 tane; adedi altı üstü $5 filan...)
Kolinin içini hanımın folyosunu araklayıp kaplamak mümkün. Üstten açılacak bir delikten içeri akrobat lambayı nişalamak da aydınlatmayı çözecektir.

Toplam $10-15 gibi olay çözülür...


Mesajı Yazan: YODA
Mesaj Tarihi: 30/08/2006 Saat 08:00
bende bu konularda "handmade" taraftarıyım zaten...
o para kabine verilmez bencede...ama asla verenide yargılamam...bu nedenle demiştim alan banada haber ederse iyi olur diye...
bi kuş ve o kuş üzerinde şüphe varsa; onu hep beraber yemek düsturumuzdur.....:)
hangi kabinde olursa olsun güzel maketler yapacağınıza eminim.

Sırf geyik bir yazı olmasın, bir tavsiye daha vereyim nacizane...
kabin aydınlatmasında kesinlikle ana ışık olarak beyaz ışık kaynağı kullanılmalı vede yanına gücü daha az olan akkor ışık(sarı ışık- normal lambalardan çıkan). Bunun önemi boyayı yaparken maket üzerinde boyanın gerçek renklerini görebilmek; ışık nedeni ile yanılmamaktır.
Saygılarımla...


-------------


Mesajı Yazan: tulgen
Mesaj Tarihi: 06/09/2006 Saat 02:26
Orjinalini yazan: Muratti

Yes Master...

Aslında aklıma çok pratik bir fikir daha geldi: bir OMO kolisi filan bulup arkasında delik açarak ikinci el PC fanı uygulamak (2- 3 tane; adedi altı üstü $5 filan...)
Kolinin içini hanımın folyosunu araklayıp kaplamak mümkün. Üstten açılacak bir delikten içeri akrobat lambayı nişalamak da aydınlatmayı çözecektir.

Toplam $10-15 gibi olay çözülür...


Şunun gibi birşey mi? Aslında Yoda' yı da destekler nitelikte. Foto kalitesi için özür, alelacele çekildi bir de odayı kamufle ederek ancak bu kadar olabildi :o)))))

Kutu: Bedava. Devamlı alışveriş yaptığım web sitesinin standard kutusu. Sıkılınca atıp yeniden yapıyorum. Yarım saat maksimum alıyor. Bekar olunca estetik kaygım da yok. ~8o))))

Fan: 37 YTL yanlışım yok ise. Banyo mutfak için yapılmış tahliye fanı. Bilgisayar fanı denedim ama onlarda amaç yakın mesafeyi soğutmak olduğundan gerekli verimi alamadım. Benim kullandığım 150 m3/saat kapasiteli bir fan. Daha düşük/yüksek güçte olanları da var. İhtiyaca göre değişebilir.

Tahliye bacası: 10 YTL baca, 10 YTL dirsek. Aluminyum kombi bacası ile kanalizasyonlarda kullanılan plastik dirsek. Dirsek içime oturdu ama acelem vardı ve hırdavatçının elinde başka marka yoktu. Çok daha ucuza halledilebilir. Ben dışarıya veriyorum çünkü su boya partiküllerini tutabilir ama gaz halindeki tineri dışarı atmak istiyorum. Yıllar önce bu hobi sayesinde geçirdiğim kan zehirlenmesi nedeniyle ara vermek zorunda kalmıştım. Ve hala bu tip kokular beni çok rahatsız ediyor.

Filtre: ??? YTL. Hala aldığım 4'lü aspiratör filtresinin sonuncusunu kullanıyorum. Arkada gördüğünüz kolinin kalan parçalarından yapılan destekler filtreyi tutmak için. Zaman harcamak istemediğimden böyle basit bir çözüm geliştirdim.

Aydınlatma: 8 YTL. Gene benim hırdavatçıda pahalı olabilir. Ufak Tezgah üstü floresan lamba. Kendi üzerinde açma kapama düğmesi de var. Yalnız biraz daha öne almam gerekiyor gibi. Koli kapağını da indirince göz almasını engellemiş oluyorsunuz.




Mesajı Yazan: Muratti
Mesaj Tarihi: 06/09/2006 Saat 04:26
Valla aynı benim aklımdakini resme dökmüşsünüz hocam...
Tek fark benim hedefim buraya gelip giden Philip Morris'ci amcalar. Onların koliler bi acayip kartondan; tahta gibi...



Mesajı Yazan: Kesifci
Mesaj Tarihi: 06/09/2006 Saat 07:40
Tolga hocam,o florasanın beyaz ışığı,boyayı donuk göstermiyor mu?Hem gözüde yorar!Ben sarı ışık veren masa lambası altında boyuyorum.

-------------
-Ispanaktan agaç olur mu?
-Olmaz mi?


Mesajı Yazan: tulgen
Mesaj Tarihi: 06/09/2006 Saat 10:09
Sarı ışığı oldum olası sevmem. Psikolojik sanırım. Çalışma masamdaki ışık da beyaz. Üstelik gözler sorunlu olduğu için ışığı modele iyice yaklaştırıp daha rahat çalışabiliyorum. Klasik lambalarda hem ısı sorun oluyor, hem de ışık kaynağı daha noktasal kaldığı için sorun yaratabiliyor.

Boyamada sorun çıkarmıyor. Açıkçası çoğu zaman "ıslaklığı" görmek için değişik açıdan bakıyorum modele. Pistolede acemi olduğum için bu kontrol daha faydalı oluyor bana.



Mesajı Yazan: Muratti
Mesaj Tarihi: 06/09/2006 Saat 17:08
Dipnot :

Bauhaus' da mutfak/banyo aspiratörlerini gezdim. En düşük fiyat 50-60' lardan başlıyor... Sanırım daha dandik modellere bakacağız "maalle nalburiyecisi tükanında"     :D



Mesajı Yazan: tulgen
Mesaj Tarihi: 07/09/2006 Saat 02:45
Muratti ben Koçtaştan almıştım. Aynı kapasitede 90YTL likler de vardı. Bu Çin malı idi. Ama bence salyangozdan daha az yer kaplıyor ve emiş gerçekten çok iyi. Yalnız alırken önünde iltre de olacağını unutmayın, çekişi etkiler.


Mesajı Yazan: Muratti
Mesaj Tarihi: 07/09/2006 Saat 04:17
Tolgacım sağol. Aynen Koçtaş'dayım akşama...   :)



Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.04 - http://www.webwizforums.com
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide - http://www.webwizguide.info