çocukluk hatıraları:))
Nereden Yazdırıldığı: ModelSitesi
Kategori: Plastik Modeller
Forum Adı: Tayyareler
Forum Tanımlaması: Uçabilen hersey hakkinda bilgi alisverisi alani
URL: www.modelsitesi.com/forum2/forum_posts.asp?TID=2192
Tarih: 03/12/2024 Saat 06:30 Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.04 - http://www.webwizforums.com
Konu: çocukluk hatıraları:))
Mesajı Yazan: phantom80
Konu: çocukluk hatıraları:))
Mesaj Tarihi: 22/04/2006 Saat 22:03
geçetiğimiz perşembe akşamı cnbc-e de güneş imparatorluğu adında bir film gösterildi..filmin kahramanı olan çocuk tam bi havacılık aşığıydı..kapatıldıkları japon esir kampının yakınlarındaki bi hava meydanına amerikan p-51 leri taarruz ediyorlardı.kahramanımız olan çocuk ise bu taarruzu seyrdiyordu..mustang ler alçak irtifadan geçerken çocuğun "p 51 göklerin cadillac'ı" şeklindeki haykırışları beni çocukluğuma götürdü..1990 yada 91 yılıydı..sivas'a bağlı hafik ilçesindeydik .kızılırmak kenarında bakıl avlarken birden sağ tarafımızdan bi duman izi farkettim. üzerimizden bi kasırga gibi geçti..arkadaşlarım yere kapaklanırken ben geçen cismin ne olduğunu anlamak için büyülenmiş gibi ayakta dikiliyordum..uçak üzerimizden geçince sağa doğru kanat kırdı ve yükseldi..tabii arkasındaki duman iziyle..allah o pilottan razı olsun bana askeri havacılığı sevdirdi..işte bu virüs bana böyle bulaştı..uçağın tipi nemiydi..??kahverengi yeşil kamuflajlı bi f-104...:))pekii size nasıl bulaştı bu virüs:))selamlar saygılar..
|
Cevaplar:
Mesajı Yazan: Clumsy
Mesaj Tarihi: 22/04/2006 Saat 22:37
Adım Arkut ya herkes soruyor neden Aykut ya da Erkut değil diye...
Çok yakın bir aile dostumuz var, kendisi yaklaşık 17 sene önce T.H.Y' den emekli oldu. Adı Nezihi Arkut... Onun soyadını vermişler bana isim olarak.
Öte yandan babam Almanya' da işçi olarak çalıştığı için sık sık onu ziyarete giderken Nezihi amcayla uçarmışız hep, pek tabii Dc-10 koltuğunda çekilmiş fotoğrafım bile var :)
Annem tam 40 günlük iken uçağa bindiğimi söylüyor.
Elime geçirdiğim her lego tipi oyuncağı uçağa çevirmesini becermişimdir zamanında(9-10 yaşlarında)
İlk makedimi 7.inci doğumgünümde almıştım, Matchbox 1/72 Bf-109E... uhuyla parçaları birbirine tutturup ablamla akşam yemeği olsun diye elimde uçak döner almaya gitmiştik.
Ben daha devam etmiyeyim...
Saygılarımla,
------------- -Sorumluuu...
-Yok, yoook kesinlikle sorumlu de?il canym. Olsa olsa ancak sorunlu olur!
-Peki o zaman. Sorunluuu...
|
Mesajı Yazan: pilotcuk
Mesaj Tarihi: 23/04/2006 Saat 02:29
Ben bu işi nerden kaptım bilmiyorum.Çocukluğumdan beri bir uçak sevdasıdır sürüyor.Belki babamdan belki abimden bulaştı bana.Beni en etkileyen hava gösterisi Türk Yıldızlarının eskişehir de yapmış olduğu gösteriydi.Babam götürmüştü beni 5.Sınıfa gidiyordum.Babamda 1990 yılında Hollandaya Türk Yıldızları nın NF-5 A larının motorlarının eğitimi için gitmiş, ülkeye getiren ekipten olmuş.Öyle söylerdi bize.Her neyse o gösteriyi babamla izledim ve babamın gözünden yaşlar geldiğini hatırlarım.Öyle duygulanmıştı ki o ekibi izlerken tabi bende öyle.İlk maketim ise bir PM F-5 A ydı.Modeli pür dikkat abimin önerileriyle yapmıştım.Sonradan Almanya da gelen Revell boyalarla boyadım fırçayla tabi.Sonra ona çok dandik bir zemin yapmıştım.Balsa ağacından pilota benzer bir figür yapmıştım.Başlangıcım böyle oldu yani...
------------- I feel the need The Need for Speed...
|
Mesajı Yazan: oy61
Mesaj Tarihi: 23/04/2006 Saat 06:24
Bende işin başlangıcı 9 yaş civarıydı galiba TRT 1'de Top Gun'ı görmem ile başladı. Ondan sonrası çocukluk dönemimde körfez savaşı ile o dönem televizyondaki yayınlar, ülker lazer serisi filan derken kendimi apayrı bir dünyanın içinde buluverdim.
------------- Hayat bos!!!
Öyleyse epoxi ile dolduralim
|
Mesajı Yazan: HYAMAN
Mesaj Tarihi: 23/04/2006 Saat 07:20
Babam hava kuvvetlerinde 27 yıl çalıştı,bakım teknisyeni olarak.Kendimi bildim bileli uçaklarla içiçe yaşadım.Konya'da,Diyarbakır'da ve Ankara Mürted'de her fırsat bulduğumda babamla beraber üsse gider ve hatlarda dilediğimce dolaşırdım.Genelde herkes beni tanıyıp bildiği için de her yere rahatça girer çıkar,kimsenin sorgu sualine uğramazdım.Konya ve Diyarbakır'da F-100 yine Diyarbakır ve Ankara Mürted'de F-104'lerle ilgili binlerce anım var.Diyarbakır'a gelen Belçika Mirage'ları,Ankara'da gördüğüm İngiliz Tornado'ları yine Diyarbakır'da ilk kez 104'ü havada uçarken görmem en unutulmaz anılarımdandır.Maket işine de Diyarbakır'da babamın hediyesi olan F-4G Wild Weasel ile başlamıştım.Hey gidi günler hey.Boya olmadan bolca macunla rezil ettiğim maket.Babam sonradan pişman oldu ama iş işten geçmişti.Plastik virüsüne yakalandık bir kez...
------------- There is a very fine line between "hobby" and "mental illness."
|
Mesajı Yazan: VoGi
Mesaj Tarihi: 23/04/2006 Saat 07:47
Ben de Konya'da doğup büyüdüğüm için F-4 ve F-5 lerle tanıştım direk :)))Özellikle F-4 lerin yeri göğü inleterek üstümüzden geçişleri beni baya etkilemişti:)Ama ilk modelim PM'in F-16 sıydı. :))
------------- Bombs Away!!!
|
Mesajı Yazan: AKINCI03
Mesaj Tarihi: 23/04/2006 Saat 08:19
Yıl 1990 Sakarya da orta2. sınıftayım beden eğitimi dersinde,birden her taraf jet uğultularıyla doldu Sakarya nın üstünde o kadar uçak vardıki şaşırmıştım.Biri sagdan biri soldan alçaktan...İşte orada aşık oldum onlara.Bugüne kadar öyle yogun bir hissi hiç yaşamadım.Sonradan (yani yıllar sonra)memleketi Sakarya olan bir pilotumuzun güzel bir jesti oldugunu anladım.Zaten 1990 da da körfez savaşı çıkınca bütün gazeteler televizyonlar tayyarelerle doldu.İlk tanıdıgım uçak Tornadoydu ve onun modelini yapmak istedim.Tabii Sakarya da plastik kit filanda yok bende bu yola başladım.Gazetelerdeki tüm Tornado fotoğraflarını bulup üzerinde saatlerce uğrasıp uçagın 3 görünüş çizimlerini çıkardım(Tabii o zaman döküman yokbişey yok)ama ne hırs illaki yapıcam onun modelini şimdi yap deseler yapamam o çalışmaları.O uçak bildiğiniz dosya kartonundan yapıldı ve üzeri renkli elişi kagıdıyla kaplandı.Yıllar geçtikçe teknikleri hızla geliştirdim.1997 de kromolüks denen malzemeyi buldum.Artık uçaklarımı boyuyabiliyordum.Sonra o kadar çok gelişme olduki (macun,decal,vernik) ve gelişme şuan bile devam ediyor.Eskişehir bu aşkı bir kaç kat daha katladı ve buralara geldim.Şimdi iş yapıyorum diye bana para veriyorlar,halbuki bütün gün kulede her birine aşık oldugum yüzlerce uçakla ugrasıp eğleniyorum eve geliyorum yine uçakla ugrasıyorum ama bu sefer modeliyle.Benim için Tayyarecilik bir yaşam tarzı ve yaşamak muhteşem bir günbatımında sesüstü süratlerde uçan bir F-4 ün görüntüsünde gizli.
İşte Tayyarecilik bu...
------------- AIRCRAFT PRODUCTION AND REGENERATION CENTER
|
Mesajı Yazan: Jolly Roger
Mesaj Tarihi: 23/04/2006 Saat 09:45
Ben kendimi bildim bileli sanırım seviyorum. Babamdan bulaştı. O da eski modelciydi. Başlangıcını hatırlamıyorum ama en azından 4 yaşımdan beri bana model uçaklar alır, birleştirir(Onkoloji Patoloji'de çalıştığı için boyaları benden uzak tutardı, o ölene kadar da boyalara yaklaşamadım), üstlerine dekal setlerinden çıkan isimlerini yapıştırır ve bana verirdi. Çockluğum İkinci Dünya Savaşı filmleri ve belgeselleri seyrederek geçti(TRT1 zamanı). Top Gun filminde, sinemada ayağa kalkıp" Eee bunlar F5!!! Kandırıyor bunlar bizi!!!" diye bağırdığımı anlatırdı hep(yaş 6). Ama uçak tarafından ruhumun çalınması hikayesi istiyorsanız, bu 1985-86 dönemi Kartal'da Nizam Motel'de otururken bir pazar sabahı yaklaşık 200m açıktan ve balkonumuzun hizasından(3. kat, hesabedin) arkasından duman izi bırakarak deli(hayranlık anlamındadır lûtfen hakaret olarak algılanmasın) bir F-4 pilotunun gazı köklemiş halde(havacılık terimlerindeki cehaletimi affetsin pilot arkadaş ve abilerim) geçişi ile olmuştur. O 2,3 saniye gördüğüm manzaranın şokunu, arkamdaki camın titreyişini, jet motorlarından gelen inanılmaz testesteron damlatan gürültüyü hala hatırlarım. Sanırım geçtikten sonra (ki bu bana saatler gibi geldi) babama dönüp "Fantom" dediğimi hatırlıyorum. O gün bugündür Phantom gördüğüm, duyduğum, kokladığım, hayal ettiğim her an gülümserim.
Not: Bu mesajı yazarken yine gözlerim yaşardı....
Ek: O filmi çocukken görmüştüm, geçen gün tekrar seyrettim ve filmin sonlarına doğru çocuğun M51 giydiğini farkedip üzüldüm:}
------------- Consume Ergo Sum
|
Mesajı Yazan: KARGA
Mesaj Tarihi: 25/04/2006 Saat 00:09
Dördüncü sınıftayken (1981-82) "Türk Silahlı Kuvvetler Saati"nde Hava Kuvvetlerini ve o zamanlar ismini bilmediğim F-104'leri seyrettim. Program biter bitmez "pilot olacağım" dedim. Amma ve lakin, zamanla "istemek" ile "çaba harcamak"ın aynı şeyler olmadığını öğrendim. Şimdi, üniformam yok ama, iyi bir filom var....
|
Mesajı Yazan: 311Tomcat
Mesaj Tarihi: 25/04/2006 Saat 08:04
Selamlar,
Herkesin çok güzel hikayesi var.Bu başlıkta çok güzel olmuş phantom80 ellerine sağlık.Bende hikayemi anlatmak isterim.
Yaşım 37,İstanbul doğumluyum;Kağıthanede.
Mikrop bende hep vardı.hatırlayamadım yaşlarda ki ilk hatıralarım elinde uçak tutan çocuğun elinden uçağı makasla keser hııın hıın yapardım kartpostallardan.
5.5 yaşındayken Esenlere taşındık.Orada karşı tepede bir pist vardı ve sanırım T-41 di, oraya inerlerdi.Bulunduğum evin üzerinden geçer sola dönüşle son yaklaşmaya geçip inerdi.Oraya kadar gitmeye cesaret edemezdim,mahallenin eskilerine sorardım oradan ne var diye.Bir gün cesaret edip gördüm pisti çimdendi.Arada sırada bir F-104 tepemizden alçak çekerdi.Demek o zamanlar bunu İstanbul'da yapabiliyorlarmış.Sonraları bayramlarda Vatan Caddesindeki törenlerden geçen uçaklar bizim üzerimizden geçterdi,ama tek tük olurdu.
Ne zaman iki tahta görsem birbirine çakar uçak yapmaya çalışırdım.Okulada ki elişi derselerinde hep uçak yaptım kartondan.
İlk maketim PM Spitfire idi.1/72.Annemden gizli almıştım.Zaten çoğu gizli idi.Annem evime geldiğinda hala söyler bıkmadınmı hala diye.
Takma adımdaki Tomcat tabiki TopGun'dan geliyor.
Hep pilot olmak istedim.Üniversite sınavı benim için anlamsızdı.Hava Harp ve Eskişehir Pilotaj Eğitimi denemelerim de olmadı.Hemde 2 kez denedim.Olmadı ama çok güzel arkadaşlarım oldu.
Daha çok şey yazmak geçiyor içimden ama sıkıcı olmasın bu kadar yeter sanırım,hikayem kabaca bu.Nerde başladığını bilmiyorum.
|
Mesajı Yazan: Ares
Mesaj Tarihi: 25/04/2006 Saat 09:55
Beyler bu yazdıklarınızı paylasabilmeniz ve kişileri forumda bir nikten öteye taşıyabilmek için anasayfadaki Hakkımızda kısmına eklemeyi düşünmüyor musunuz bu bilgileri?
------------- Ares
If you're in a fair fight, you didn't plan it properly...
|
Mesajı Yazan: Captainairbus
Mesaj Tarihi: 25/04/2006 Saat 15:49
Yazılanlar harika gerçekten.
Benim hikayem ise ilk uçağa binişim ile başlıyor. 1974 yılında biryerden Kıbrıs'a giderken binmişim . Hatırladıklarım ise (4 yas civari ne hafıza ama) Tahminimden daha gürültülü oldukları ve uçakların deniz uzerinde uçamayacağına dair çocukluk fikrimin yıkıldığıdır.
Daha sonra Hatay Dörtyol'da Kara havacıların uçtukları helikopterler ve şu üstten kanatlı tek motorlu tayyareleri hatırlıyorum.
Sanıyorum uçağın uçtuğu havayı koklamak bir nevi insanı zehirliyor.
Derken ve ara ara uçaklar ile görüşmüşlüğüm Malatya'da ortaokul çağlarında F4'le ve Pm ile tanışmam. Bu arada ufakken tahtadan helikopter yontardım yine aynı zamanlarda kardeşimin bulup getirdiği birinin sanırım yurt dışından alıp başlayıp beceremediği ve attığı biplan bir uçağı uhu ile yapıştırmaya çalışarak ilk maket deneyimlerimi yaşamıştım.( sonra kızlarla tanıştım ama bu ayrı bir topik konusu sanırım :) lise ve sonrası THKda paraşüt ile takılmam derken Topgun diye bir film seyretmem. Hacettepe Matematik bölümünü 2. sınıftan terk edip Anadolu Üniversitesi pilotaj bölümünü kazanıp hayallerimi gerçeğe dönüştürme yolunda en ciddi adımımı atmam olmuştur.
------------- ex copilot.
|
Mesajı Yazan: panzerjager
Mesaj Tarihi: 25/04/2006 Saat 19:28
beni bu işe bulaştıran babamdır. Kendisi de küçüklüğünde balsa ağacından model uçaklar yaparmış. Ben doğmadan önce de kıbrıs ta görev yaparken birkaç kit alıp saklamış yapayım diye. Hatırladığım kadarıyla yaptığım ilk kit bir kalyon modeliydi. Babamın ve dayımın subay olması nedeniyle askeriye ile iç içe büyüdüm. Ahhh ah ozaman olacaktı ki bi dijital makina, referans arşivi olurdu. ZPT VE tankların üstünde oynarken aklına gelmiyo insanın ileride maketini yapacağı. En zevkli şey ise tatbikatlar dı. Bu arada babamın sınıfı piyade dayımın topçu. 5 metre yanınızda "batarya bir ateş" ten sonraki gürültüyü siz düşünün. İşte bu nedenle AFV lerden vazgeçmem imkansız.
-------------
|
Mesajı Yazan: KucukEniste
Mesaj Tarihi: 25/04/2006 Saat 20:46
0-2 yaş arasını Ataköy'de, Atatürk Havalimanı'na inip kalkan uçaklar altında geçirmişim ve huysuzluk yapıp yemek yemezken "Bak pilot amca kızar" "Uçağa hiç binemezsin" tehditleriyle yemek yemişim. Daha sonrasında da babamın görevi gereği 2-5 yaş arasını uçaklarda geçirdim ve gerek uçmayı gerek uçakları ve havalimanlarını o zamandan sevdim. Zamanla uçan her şey ilgimi çekti, ilkokulda plastik askerlere naylon torbadan paraşüt yapıp onları kağıt uçaklardan boşaltan mekanizmalarla bile uğraşmıştım. İlkokul sonuna doğru "Havacı olacaaaaam beeen, pilot olacaaam beeen" inadım ve askeri okula giriş hevesim gözlerimin bir sene içerisinde hızla ilerleyip 2.5 miyop olmasıyla sona erdi.
Maket zehrini ise babamın aynı olay üzerine üzülmeyeyim diye bir maket uçak alması ateşledi. Hiç unutmuyorum, Italeri firmasının Mirage 3 kiti, 1/72 ölçekte, suluboya ile boyamış 404 ile yapıştırmıştım, felaket olmuştu ama en azından bir "uçak"tı. Daha sonraları annemin bir arkadaşının oğlunun gazıyla eski Matchbox ve italeri uçakları beraber yaptık, nispeten sürüncemede olan heves orta 2'de çok meraklı olan iki arkadaşımın gazıyla iyice alevlendi. Orta 3'ten beridir de evde tiner kokusu şikayeti, kutu koyacak yer problemi eksik olmaz, artık ben de alıştım annemler de, beni ayrı bir hobi evine postalamaktan bahseder oldular, parasını benden istemeseler seve seve gideceğim :)
Şu anda da zehri eskiden ucundan dahi bu işle uğraşan herkese yayıyorum, bu konudaki idolüm de John Travolta ve evi.
------------- "Ye?il Vadi bizim."
"Hayyr bizim".
"Öaaaaööa"
"Tutmayyn küçük eni?teyi!"
|
Mesajı Yazan: erhntly
Mesaj Tarihi: 25/04/2006 Saat 21:56
Orjinalini yazan: Ares
Beyler bu yazdıklarınızı paylasabilmeniz ve kişileri forumda bir nikten öteye taşıyabilmek için anasayfadaki Hakkımızda kısmına eklemeyi düşünmüyor musunuz bu bilgileri?
Ekleyecez de, neden Admin ve Moderatörler eklememiş, bunda bir bit yeniği var şeklinde kıllanan adam pozisyonu mevcut :) Hem de örnek bir format olurdu elimizde ...
Ben uçmaktan, uçaktan korkarım, her bindiğimde kendimi bir kaç kilo zayıflamış olarak inmiş gibi hissederim. Belki de bu yüzden çoğunluk gibi uçak sevdam olmadı, ateşlemedi modelciliğimi. Elazığ'da büyüdüm, 10 yaşlarında falan gazatede bir ilan, sanırım İtaleri idi "ölçekli makettir parçaları birleştirirsiniz uçak olur, isteyene posta ile göndeririz" şeklindeki ilandaki resime baktım ve hayalimde anlayabileceğiniz ölçek ile en az 1/32 büyüklüğünde bir uçak canlandı. Babamı ikna edip posta ödemeli olarak istedik. Yaklaşık 1 ay hayalini kurdum o devasa uçağın. Postadan çıkan paketin küçüklüğü hevesimi bir parça kaçırmıştı. 1/72 ölçek... O dönemde de kesme biçme konusunda yeteneksizdim, maket bıçağı ne gezer, mutfaktan kaptığım bıçak ile parmağımı da doğrayınca babam el koymuş ve kendisi tamamlamıştı büyük bir şevkle. Dekalleri bile kendi yapıştırdı. (boya yok tabiki) Sonra da yaptığı modeli hayran hayran seyretti bak ne güzel yaptık diye :=) Bu plastik parçaları ile tanışmam hiçte güzel başlamamıştı anlayacağınız...
------------- http://miniafv.blogspot.com/ - miniafv.com
|
Mesajı Yazan: tozbek
Mesaj Tarihi: 25/04/2006 Saat 22:55
Pederin görevi nedeniyle 1980'de Lüleburgaz'dan Merzifon'a geldik. Tepemizden F-5'ler geçiyor. Etrafı gümbürdetiyor. Ve büyük gün geliyor. Üsse giriyoruz. İlk defa bir uçağın yanına gidiyorum. F-5'in kanat ucu drop tankına doğru uzanıyorum. Elimle dokunup tıklatıyorum. Aaaa teneke gibi ses geliyor diye hayıflıyorum kendimi. Hani uçak bu ya, beton gibi olacak her tarafı :) Günün ikinci önemli olayı ilk defa vesikalık fotoğrafım çekiliyor. Yaşım 5 :)
Ertesi yıl babam Samsun'dan bir Jet Model getiriyor: İzci. Babam, abim ve ben yapıyoruz zevkle. İlk uçuş lojmanlarda üçüncü kattaki evin penceresinden. Dümeni ayarlamadığımız için uçak sola dönüşle apartmana tosluyor. Toparlayıp tekrar sallıyoruz. İzciyi ismini tam hatırlamıyorum ama galiba Kaşif modeli izliyor...
Sene 1982... Ankara'dan abim PM F-4 Fantom'u alıyor. Ulan nasıl yapacağız diye dört dönüyoruz. Bir gece ana-baba evde yokken dalıyoruz. Maket bıçağının yerini jilet alıyor. Bizimkinde dekal bile yok :)
1984'te tayinimiz Eskişehir'e çıkıyor. Ulan şehire sanki devamlı meydan taaruzu var. Gümbür gümbür kalkıyor fantomlar. Boynum orada kaldığımız 8 yıl boyunca yukarı bakmaktan bir hal alıyor.
Geldiğimiz yıl kısa bir bocalama döneminden sonra derslere asılıyorum. Peder bana yarı yıl karne hediyesi olarak 1/72 Airfix Junkers Ju-88 alıyor. Beraber yapıyoruz. Ve sonrasında iş kopuyor zaten.
Arkasından peder Eskişehir'de Hava İkmal'e tayin oluyor. Uçak cenneti burası. F-104'ler, F-4'ler F-5'ler büyük bakımları için geliyor. Tecrübe uçuşları yapılıyor.
Kafalar yukarda, tayyare muhabbeti tam gaz... (Yıllar sonra tayyare-maket muhabbeti yaptığımız Hakan'la bu site sayesinde yeniden buluşuyoruz, eeee bu işin 7'si 77'si yok, giren mikrop çıkmıyor :)
Derslerin mors olması etkisiyle evle sorun yaşıyorum. Babam diyor ki, kurtar dersleri git İnönü'ye planör kursuna... Vaziyeti toparlıyorum. 16 yaşında daha araba bile kullanmadan planörle ilk yanlımızı uçuyorum. (end of episode 1)
Dönemin unutamadığım modelleri:
Airfix 1/72 Junkers Ju-88
Airfix 1/72 Fw189
Esci 1/48 F-4E
Macthbox 1/72 B-26
PM 1/72 F-100
PM 1/72 F-5B
|
Mesajı Yazan: phantom80
Mesaj Tarihi: 25/04/2006 Saat 23:21
arkadaşlar inanın bu konunun bujadar ilgi görebileceğini sanmıyordum..ben iyi bi maketçi değilim..kendi kendime bir şeyler yapmaya çalışan bu arad bu sitede yapılanlara bakıp iç geçirn biriyim..eskişehir gibi bi havacılık kentinden gelip de bitlise düşünce insanın gözü hep göklerde oluyo..son zamanlarda hava kapalı f-16 larda geçmiyo..:((bu yüzden askeri havacılık deyince içim bi tuhaf oluyo..bi r anımı analatmak istiyoru umarım sizi sıkmam..2004 yılının nisan ayıydı..eskişehirde görevli olduğum köy okulunun bahçesinde öğrencilerle ders işliyoruz..bir den 4 tane f-16 belirdi köyün üzerinde..resman bir iki dakikalık bi air show yaptılar köyün üzerinde..köy okulu köye hakim yüksekçe bi tepenin üzerindeydi. olanı bitenibir film izler gibi izliyoruz .. o yatışlı dönüşleri..ani dikilişleri...nasıl anlatayım öğrencilerle ağzımız açık seyrettik gösteriyi..bu arada hava kuvvetlerimizin bi işi gibi geliyo bütün bunlar bana..herhalde bu iş için görevli pilot arkadaşlar var çocuklara askeri havacılığı sevdirmek öncelikli görevleri olsa gerek..baksanıza balkon hizasından geçen fantomumuz..alçak irtifadan geçen f-104..ve bu anlattığım olay..ha nedersiniz..gerçek olamazmı???:))
|
Mesajı Yazan: HYAMAN
Mesaj Tarihi: 26/04/2006 Saat 00:15
Diyarbakır'dan bir maket anısı ekleyeyim.Orta ikideyim ilk yarı sonu takdiri çakınca babam Ankara'dan iki maket ısmarladı hediye olarak.Esci'nin 1/72 F-100 ve F-104G/S kitleri.Geldi kitler.Neyse yıllar sonra bu kitlerin alındığı yeri de görmek kısmet oldu.Ankara Babür Abi...Neyse devam edelim.F-100'e başladık babamla,ana iniş takımının yan tarafında alengirli iki tane ufak kapak var.Üst üste getirilip yapıştırıyorlar falan.Plana göre uğraş uğraş beceremedik yapıştırmayı.Babam da F-100'cü ya "ulen nasıldı yahu bu kapaklar diye" söylenmeye başladı.15 sene çalış uçakta bir gün bakma oraya,nasılmış diye.Neyse efendim sabah olunca beraber mesaiye;şaltırda duran F-100'ün yanına gittik ve gördük nasılmış o kapaklar diye...Bilmemek ayıp değil,öğrenmemek ayıp...:)
------------- There is a very fine line between "hobby" and "mental illness."
|
Mesajı Yazan: ahmetsen
Mesaj Tarihi: 26/04/2006 Saat 04:07
Kendim tankçı olmama rağmen hayalim hep bir UH pilotu olmaktı. Onun sesi tipi bitiriyor beni. Çocukluğumdan beri helikopterlere uçaklara hastayım . Sırf bu duygumu yenebilmek için Askeri Paraşütle / Serbest paraşütle atladım . Yamaç paraşütü yaptım . Rk Model uçak uçurdum . Şİmdide maketlerini yapıyorum . Hiç unutmam THK İnönü tesislerinde ilk atlayışımı yaptığımda hocam artık sen ölene kadar havacısın . Bu bir hastalıktır ve sen bu virüsü az önce aldın demişti .Mutluyum gururluyum ve kalbim gökyüzünde
------------- http://www.trncmodelci.com
|
Mesajı Yazan: Dragut
Mesaj Tarihi: 26/04/2006 Saat 04:36
Doğma büyüme Eskişehirli olunca insan ister istemez tayyare sesine aşina oluyor.Birde havacılığa meraklıysa al başına tatlı bir bela;artık insan göremezse bile başlıyor saymaya kaç tane fantom kalktı kaçtane f 16 indi diye.birde uzun yıllardır bendeki bir hastalık 29 Ekim Cumhuriyet bayramında veya 30 Ağustos Zafer bayramında hususi sayıyorum ve zaman tutuyorum Eskişehirden kalkan ve diğer üslerden kalkan tayyareler kaç dakikada Ankarada tören geçşi yapıyor diye ortalama 15 dk civarı bir süre tutuyor ama kalkışlar dahil değil bu süreye buda böyle bir istatistik işte... ?
|
Mesajı Yazan: saral100
Mesaj Tarihi: 26/04/2006 Saat 08:04
Kendimi bildiğim ilk anda duyduğum en güçlü ses F-5'lerin sesiydi.Hastalık bahnesiyle 6.üssün nizamiyesinden gireceğim anı beklemekten uyuyamadığım geceler,revir yrine koştuğum hangarlar...hastalık bahane F-5'ler şahane mantığı....çocukluk işte..
-------------
|
Mesajı Yazan: Snake Eye
Mesaj Tarihi: 26/04/2006 Saat 08:22
Eskişehir'in uçak açısından güzelliği bir başkadır. Küçükken (1985-86) Eskişehir'deki akrabaları ziyarete giderdik. Benim bulunduğum yerde senede bir uçak geçtiğinden orası süper gelirdi bana. Bir defasında uçağı göreyim derken, camın kenarındaki yastığa basıp uzanırken yastığın kayması sonucu çeneyi fena patlatmıştım taşa. Benim de küçüklüğümde 5 tane oyuncak arabam 1 tane de helikopterim vardı, hep onunla oynadığımı hatırlarım. İlkokulda sıramın üzeri kılıç kalkan savaşan "çizgi adam"larla doluydu. Askeri havacılık ve maketçilik dergilerini ilk 1989 yılında almaya başladım. O tarihten beri de her ay 3-5 dergi sürekli alırım. Hiç birini de atmadım. Artık kitaplığa sığmamaya başladılar.
|
Mesajı Yazan: Varol
Mesaj Tarihi: 28/04/2006 Saat 08:31
Sizlerle iki anımı paylaşmak istiyorum;
70 lerin başında sislibir pazar sabahı İstanbul Nakkaştepe'de yüzlerce kişi yeni uçaklarımızı görmek için
toplanmıştı.Nihayet(sanırım) Fantom'lar korkuç bir gürültüyle alçaktan uçtular.Babamın hüngür hüngür ağladığını hatırlıyorum.
İkincisi daha evvelki bir başlığa attığım bir mesajda :)
Orjinalini yazan: Varol
Biraz konu dışı gibi olacak ama, amcama mach1 nedir diye sorduğumda -Askeri sırdır söyleyemem demişti.(kendisi eğitiminin bir bölümünü İngiltere'de alırken Almanlara karşı uçmuş pilottur).
Artık bilgi bize çok yakın, sadece almamızı bekliyor.Bu çok iyi birşey...
Sait
Son zamanlarda uçak maketleri almaya başladım.Sanırım Fantom'la başlarım...
Sait
|
Mesajı Yazan: volkan
Mesaj Tarihi: 28/04/2006 Saat 09:45
Bu hobiye merak salmam, babamın teşviki ile 5-6 yaşlarında başladı... tabi bu döneme babamın maket yaptığı, benim izlediğim dönem de diyebiliriz :) daha sonra maketlerin boyanmadan güzel olmadığına karar verip :) 10 yaşlarında bolca maket tutkalı ve fırça + emay boyama ile maket yapar oldum... o zamanlar en cok bulunan marka Airfix'ti diye hatırlıyorum, Gima marketlerde bile bulunurdu. Cahiliye dönemi diye modelci argosuna giren dönemde yaklaşık 30 maketi, katlettim pardon ürettim. Hala da saklarım kendilerini...
------------- Sevgi ve Saygylarymla,
volkan.
|
Mesajı Yazan: Yeniceri
Mesaj Tarihi: 08/05/2006 Saat 19:42
Yıl 1985 di . Milliyet gazetesinin verdiği kağıt maketler vardı hatırlarsanız. Abim bu kartonlardan uçakgemisi, Phantom vesaire biişiler yapardı. Çok ilgilenirdim ama abim ilk zamanlar bunları ellememem için elinden geleni yapardı :D Ama sonrasında kıyamaz oldu.Aynı gazeteden bir iki tane alır bana bunların nasıl yapılacağını uygulatarak öğretirdi. Ne olursa olsun çocuksunuz. Abimin yaptıkları gibi olmadımı çok üzülür ve abimi kıskanırdım. Hala unutmam abim, akşam anneme kendi yaptığı maketi ben yapmışım gibi gösterirdi. Bende buna nasıl mutlu olurdum. Allahım yaa. Abi işte. Ne olursa olsun üzülmemi istemezdi. Düşününce insan daha iyi anlıyor.
İşte bu zaman içinde aynı yıl sünnetimde abim bana bir deniz uçağı maketi aldı. Ama nasıl mutluydum bilemezsiniz. O zaman üzerime takılan altınlarmış, paralarmış vs. hiç umurumda değildi. Tek ve tek ilgilendiğim deniz uçağı maketiydi. Öyleki pi..p.inin acısını bile unutmuştum.
Yıl 1986. O sıralar Ankara Tandoğanda (tam mevki : Etap Altınel otelinin tam yanındaki apartman) oturuyorduk. Babam bana bir gün matchbox'un uçak taşıyıcısı kariyerinden almıştı. İnanmazsınız üzerinde bir F-16 vardıki bu oyuncağın alındığı haftayı takip eden ertesi haftada Tandoğandan tam olarak görülen Hipodromda TRT den de naklen yayınlanan F-16 teslim törenini izliyordum. Elimde oyuncak F-16 ve camdan dışarıda uçan gerçek F-16 ların hareklerini elimdeki F-16 ya uygulayarak taklidini yapıyordum.
O yıllar Babası bürokrat (Ankara'da) olan varsa belki hatırlar orjinal fotograflardan çoğaştılma F-16 resimleri tüm Ankara'daki bürokrat kesimine hediye manasında dağıltılmıştı. Bu resim zartflarının içinde sadece uçağın resimleri değil uçağa ait katolog ve teknik çizimini içeren Türkçe General D'nin broşürleride bulunuyordu.İşte Babamda eve bu resim zarflarından 2-3 adet getirmişti. Biri abime biri bana biride resim albümüne.Benim içimdeki havacılık sevgisi işte bu şekilde oluştu.
İleriki yıllarda (1992'di sanırım) sitede Keşifçi lakaplı değerli kardeşim Ceyhun Pursak ile tanıştım. Onunlada havacılık merakımızı baya ilerlettik ki o yaşlarda olmamıza rağmen kendi imalatımız olan motorlar ile roket çalışmalarımız bile olmuştu. Sağolsun kardeşim çok yardımcı oldu bana. :D
Gel gelelim bana ve abime. Abim Pilot olamadı. Ama benim havacılı sevdam devamlı yardımcı oldu. Onun sönmemesi için elinden gelen herşeyi yaptı ki Havacılık sana neden bulaştı diye soran olursa ilk abim gelir aklıma. Babam ileriki yıllarda ders meselesi yüzünden maket yapmamı yasaklayınca abimin odasında onun himayesinde yapardım maketlerimi.
Aradan yıllar geçti ve artık havacılık konusunda kesin ve net adım atmanın zamanının geldiğini , maket yapmanın yanında veya her ay çıkan dergileri alıp onları okumakla yatinmeyi bırakmaya karar verdim. Maketçilik bu işin ilk ve en zor basamağı bence.
2000 yılında Planör (A) ve 2001 yılında ise Tekamül kursuna (B-C) gittim. Oda yetmedi ve 2002 yılında Esenboğada PPL lisansımı aldım. Dahada ileri gidip ME ve İR kartlarınıda alacaktım ama araya önce askerlik sonrada evlilik girince bu planlara ara vermek zorunda kaldım. Halada aynı şekilde devam ediyorum. İR ve ME yi alamadım :D
Ama Esenboğa Havalimanında eğitimim esnasında bana havacılık sevgisini aşılayan Abimi, C-172 ile uçurduğum vakit abimin yüzünde oluşan mutluluk herşeye değerdi. Ama herşeye. Bazı şeyleri başarmış olmanın verdiği duygular gerçekten anlatılmaz. Size havacılık sevgisi aşılayan insana bu sevginin ve sevdanın boş olmadığını, "" Evet abi sen deniz uçağı maketi alarak bana aşıladığın sevgi işte beni bu hallere getirdi ama iyikide oldu , hobi bile olsa belli bir seviyeye getirdim" demek zevklerin ve havacılığımı çıkardığım en iyi seviyeydi. Çok şükür.
İçimde olan sevgiyi simülosyonlarla , maket yapmakla , dergi okumakla zaten sarsılmaz bir temele oturtmuştum. Benim için Maketçilik bu işin mutfağı. Kim ne dersen desin. Maketçilik bu sevginin sarsılmaması için en iyi yol. En iyi sırdaş. Maket yaparken onunla konuşuyorsan veya dışardaki hayatı sırasında veya en azından ekmek bile keserken elimizi kestiğimiz zaman duyduğumuz sinir ve ""tühhh yaalar"" eğer maket yaparken elinizi kesitiğiniz zaman "" akan kanım havacılık için"" dir diyip kendi kendinize gülüyor ve sinirlenmiyorsanız işte havacılık virüsünün sizi ne hale gitrdiğinin en iyi kanıtıdır.Yaşadık ve öğrendik.
Havacılık sevdamda tabikide unutulmaz yeri olan Babür Abimi hiç unuturmuyum. Onun yeri başka.
Saygılarımla
Melih Yakup MEMİŞ
|
Mesajı Yazan: sinBAD
Mesaj Tarihi: 09/05/2006 Saat 03:17
Cogu maket tutkununda oldugu gibi benimde makete baslamamda babamin etkisi buyuk. Ilk baslarda askerde yapilan ucak maketleri (f-4ler f-5ler) ve askerden sonra evde devam etmesi ve onu calisirken gormek banada ayni keyfi veriyor ve onun gibi modeller yapma istedigi asiliyordu.Hic usanmadan yapilan ve boyanan f-5ler 6-7 yasindaki bir cocugun elinde oyuncak oluyorlardi.Sagolsun hic sikayet etmedi, o konuda hic ona cekmemisim cunku eve gelen temizlikci kadinlarin toz alma niyetiyle maketlerimin yerlerini degistirmesi bile beni cilgina cevirmeye yetiyor. Yaptigim ilk maket bir F-16tiydi.Babamla beraber gidip almistik,hic zaman gecirmeden oturmustum maketin basina,tabii hemen bitsin diye aceleci ve cocuksu bir tavirla,plastik parcalari makasla kesik uhuya bandirip :) birbirlerine yapistirdigimi hatirliyorum.Aradan o kadar zaman gecmesine ragmen yeni bir maket alirken veya alinan maketin kutusunu acarken hala ayni keyfi ve heyecani duymak beni mutlu ediyor.
Herkese iyi gunler ve iyi maketler dilerim.
|
|