Pilotçuk, Boya yaparken uygun maske kullanmak, akciğer sağlığı açısından, her zaman daha iyidir.

geçen yıl üzerinde çalıştığım bir diorama vardı dünyadan bir haber yaptığım 100X45 bir suntanın üzerine sitrafordan evler yapıyor ve büyük bir bölümünü bitirmiştimki çatıyı eskitme çalışmalırına duman ve yanık efektleri vermek isterken aklıma gerçekten yakmak geldi çatıda kullandığım ahşapların üzerine kolonya damlatıp çakmakla tutuşturuyordum ve ortaya çıkan görüntü gayet memnun etmişti alevi kontrol altında tutuyordum damla damla ilerlerken alev sönmeden bir damla daha derken şişeyi fazla sıkmışım şişeyi artık gerçekten yanıyordu evler... aman ne korku ne korku masadaki 1 lt kolayla söndürmek istedim olmadı can havliyle kucaklayıp banyoya fırlattım duşa kabin kırıldı ama o anki durumum aklıma gelince gülerim kendi kendime bu kadarıyla atlattık çok şükür. çok gerçekçi olmuştu bu diorama özellikle alevler..

Pilotçuk kapı pencere de kurtarmaz. Ben de maskesiz uğraşırken, cereyanda hasta olurken, hala boya sonraları tıkanıyordum ve sümkürünce son boyadığım renkte sümükle karşılaşıyordum.

Çareyi, önce oto boyacılarının kullandığı tipte filtreli maske kullanmakta sonra da buna ek olarak boyahane imal etmekte buldum. Boyahaneden beri de çok yoğun boya yapmayacaksam maske kullanmaya gerek bile duymuyorum, çok güzel götürüyor.

Sırf toz tutucu tip maskelerden kullanmanı tavsiye etmem, 3M'in falan lacquer bazlı boyalar için böyle maskeleri var. Ne var ki bunlar soluduğun tiner buharını ve belli bir yere kadar boya partiküllerini durduramaz. Durduramadıktan sonra da Allah korusun kanser kanserdir. Maskeli boya yaptığında maskeye yapışıp tıkayan şeylerin, maskesiz yaptığında akciğerlerine aynı şekilde yapıştığını düşündün mü?

Aman diyeyim önlemimizi alalım, hobimiz için sağlığımızdan olmayalım.

Abi sen kırık hortum adaptörüyle kompresör kullanmış adamsın, seni Allah kurtarsın!

O helikopter... hmmm 40K dioraması falan olmaz mıydı abi ondan, geleceğin ork aracı? "Rrröööööö mee Cruuuuush!" diyerek kaçıyorum buralardan...

geçen yıl sentetik tinerle sobayı tutuşturma alışkanlığım vardı...
bir akşam yine soba yakacağım sentetik tiner kalmamış.
bende gittim SELİLOZİK tiner getirdim(oraya selilozik yerine DİNAMİT yazsam daha doğrudur herhalde )

yok salaklığım şu oldu...damlattım biraz bir kağıt yaktım sobaya attığım anda güm cük şeklinde bir patlama elimdeki kıllar kıvırcık eşim zıpladı ama soba yanmamıştı.... soba 1 ben 0

2. yarıda demekki ağzı açık olunca yanmıyor parlama süresini uzatmak için yanan kağıdı atıp sobanın kapağını (kalan kılları yakmadan) kapatmak lazım...
denedim soba bu sefer gümcük sesini gümmmm şeklinde değiştirdi....
evde kar yağdı o gece ama karlar siyahtı
soba 2; ben 0; hanım 3
kumanda küllük bardak

bidahada yiyen varsa gelsin atsın o sobaya kağıdı...   o akşam evi temizlerken hareket ettiğimiz için ısnmaya gerek kalmadı.. ekonomik ısınma yöntemi lakin çok azar işitiyorsunuz...

o değilde şimdi kendimi uranyum fıçısına süpürgeyle müdahale edip radyasyondan koşarak kaçan salaklara benzettim...

Benim başıma gelen bir sürü olaydan sonra son 10 yıldır
masketimin başındayken sigara falan kullanmıyorum.
Boya ve yapıştırmada bi mask kullanıyorum..
Ama sakarlığıma bi çare bulamadım..

Arkadaşlar sigarayı bırakın, bakın bırakmanız için İlahi ikazlar bile kaç kere gelmiş!

Bu yazacağım kaza sınıfına girmiyor fakat modellerin bana yaşattığı tehlike genç yaşımda az daha kalp krizi geçirmeme neden olacaktı İzmitte toysrus mağzasının model reyonundayım. Zaten küçük şehirlerde yaşadığım için bu kadar modeli kırk yılın başı bir arada görmüşüm hangilerini alsam diye reyonun bir ucundan diğer ucuna dolanıp duruyorum. Kutuları elime alıyorum, resimlerine bakıyorum çok mutluyum kendimden geçmiş durumdayım. Neyse alacağımı aldım bizimkilerden önce arabaya ulaşıyım ki maketleri kenarlara bir yere tıkıştırayım bizimkilerin gözüne çok batmasın. Arabaya geldim cebime elimi attım anaktar yok. Başladım deli gibi anaktar aramaya. Daha sonra maket reyonunda o heyecan içerisinde anaktarı düşürdüğüme kanaat getirip doğru mağzanın maket reyonuna gittim ama anaktar hala yoktu. Müşteri hizmetlerine gidip durumu anlatınca arabanın markasını sordular. Önce çok sinirlendim ne demek yani arabanın markası, mercedes sahibi değilsem üzülmeyeyim mi yani Meherse araba anaktarı bulunmuş sahibi ben miyim diye kontrol ediyorlarmış. Anaktarı elime verdiklerinde yaşadığım sevinci ve göğsümü parçalamak isteyen kalbimin tatlı bir huzur içinde sanki durmasını hiç unutmam.

Kararlaştırıp, belli bir tarihte sigarayı bırakalım.