şu koca İstanbulda Tersane Model olarak bir dükkan varsa,onunda mutlaka bir tersane başçavuşu vardır diyerek modelimizi koyalım...sevgili tarih hocamız Hüdo bakalım bu sefer neler anlatacak bize....buyrun bakalım



Düzenleyen Tamer Özkan

atmazmı..yandık valla.... bi moral alkışı hocama hep beraber

of yahu,çok zor figürler seçer oldun:))anlamam ki ben denizcilikten...
vakti ile cumaali ağbiden dinlediğm bi anekdot anlatıyım en iyisi.o dönemde tersanede bi gemi yapılırken seri olarak yapılmıyor,her gemiden ancak bir tane yapılırmış.ecnebi gemi mühendisleri istanbuldaki tersanlere geliyolar ve ordaki mühendislerden bu gemilerin projelerini istiyolar.bizim osmanlı gemiciler bir türlü bu 'projê'terimini anlayamıyolar.araya tercümanlar giriyo,iş tarzancaya dönüşüyo.en son yarı türkçe-yarı gavurca 'yahu,işte bi gemiyi yapmadan hani bi kağıda çizersiniz ya,o çizimleri istiyoz'şeklınde bı şeyler gevelenıyor.bızımkılerın cevabı:yaw,biz bi şeye bi şey çizmeyiz,usta ya gideriz,gemi yap deriz,usta da kalkar gemıyi kafasından şekıllendırır,yapar-teslım der...
   1650 dıye tarihlemıssın.sultan ıbrahım dönemi olmalı..yanı şu sakal a inci dizdiren padişahımız...ve tüm denşzcilerin de başı beladadır...sultan ibrahım girit e savaş açar(sultan a gıden carıye gemılerının gırıt korsanları tarafından yağmalandığıdan bu seferın cıktığı rıvayet edılırse de pek polemığe gırmeyelim).denızcıler gırıt e cıkartma yapar,fakat kara savaşları uzun surer,dahası cıkartmayı yapanlar adada mahsur kalır,venedık donanması adayı ablukaya alır,egeyı ablukaya alır,en kotusu canakkale boğazı ablukaya alır,hıc bır gemı egeye açılamaz,ve adaya takvıye gonderılemez...(sultan ıbrahım,masallarda duyduğu samur kürkle kaplı sarayı fazla cıddıye alır,topkapı sarayını samurla kaplatmak ıcın tum halka samur vergisi ve amber(hoş kokulu bir madde)vergisi koyar...vergi memurları da tüm halkdan tahsıle başlar...karaköy taraflarında girit seferinden yeni gelmiş,acilen takviye alıp dönmek isteyen bir denizci paşaya yapışıp vergiyi isterler,deli dolu paşa:be hey gafiller,ben seferden yeni dönmüş adamım,cebimde acı barutla yağlı kurşundan gayrısı yoktur,dağıtırım alayınızı da padişahınızda.......diyerek kovalar....

   1651 de osmanlı donanmasının o güne dek yaptığı en büyük kalyon vezir melek ahmat paşa nın emri ile yaptırılır,törenle denize indirilirken su alır,alabora olur,haliç e batar....katip çelebi:zor durumdayız,yine bıldığımız gemilerle biz bu savaşı atlatalım,zor gunler gecınce yıne kalyonculuk yaparız dıye tarihe not düşer....
   ihsan oktay anar ın yeni kitabı 'amat'tamamen denizde ve bır osmanlı kalyonunda gecıyor...hararetle tavsıye ederım....
   osmanlı fıgurlerı on-line eklendıkce bızde on-lına osmanlı tarihi derslerine devam edıcez sayın sıte halkı...

Yok yok ilginç. Geyik muhabbetinin yanında birşeyler de öğreniyoruz.
Bahsedilen plansız projesiz bodoslama iş yapma olayı biz Türklerde hiç eksik olmayan birşey. 17. yüzyılda plansız gemi yaparlar, 21. yüzyılda plansız software geliştirirler, mentalite aynı Bir şekilde yürür ama ikisi de

Ah bir de sesli harfler karışmasa tadından yenmeyecek ama... :)
Ufuk'tan bunları hikayeleri ile birlikte yazı haline getirme kampanyası başlatmak istiyorum.



Düzenleyen tozbek

Okuyoruz okuyoruz. Hem de hepsini büyük keyifle okuyoruz.    Tarih hocalarına böyle şeyler anlatsın diye yalvarırdık. Şimdi bulmuşuz anlatanı, bırakır mıyız.

Sakın ha vazgeçme.. Keyifle okuyoruz, şahsen bunların bir araya derlenmesi fikrini de destekliyorum.

Plansızlık meselesi ise dillere destandır.
Şehir planı yapmayan zihniyet gemi planı yapar mı?
İstanbul un yeni bir şehir planı olmadığı 1990 larda ortaya çıktı.
Fransızlar doğalgaz dağıtım şebekesi için teklif vermeye niyetlenip bizimkilerden şehrin planını ister.
Belediyede eldeki planı verir.Hesap kitap yapılır,fiyat verilir,anlaşma sağlanır ve işe başlan.....amaz.Çünkü ev olması gereken yerlerden cadde ve sokaklar geçmektedir.
Dumur olan Fransız firması olayı didikleyince planların Kırım savaşından(1851)kalma olduğu ortaya çıkar.Gerçi o planlarıda şehr-i İstanbul da kaybolmasınlar diye askerlerine hazırlayan gene Fransızlar dır.

Hatırlar mısınız bilmem.
İstanbul üstünden uçak geçmesinin yasak olduğu herkesçe malumken F-4 ler o vakit gümbür gümbür uçuyordu İstanbul semalarında.
Vakit mütareke vakti.Fransız belediye kapısına dayanmış iş diye,Rus Ankara ya satın aldığın doğalgazı teslim alsana diye çıkışmakta.İstanbul un planı ha deyince çıkarılacak gibi değil.
Ama F-4 ler gümbür gümbür uçuyor şehrin üzerinde,şakır şakır resmediliyor her cadde RF lerce.Türk ün zekası birkez daha parıldıyor.