Resimler için:
Çölde çay







http://i90.photobucket.com/albums/k252/uboat1076/kt/PICT1400 .jpg">


Düzenleyen Artt - 07/05/2018 Saat 18:38

evet, kale ve ağaçları ben yaptım

Merhaba Art kardeş... Moralini bozmak amacında değilim ama dost acı söyler misali; figürleri trimlemeden boyadığın görülüyor. çok fazla kalıp çapağı ve artığı göze batıyor.

Bir de o çağlarda krom henüz kullanılmıyordu; ilkel ve düşük karbonlu çelik parlatılıyordu zırh olarak ki ona en uygun düşecek renk buffing metalliser olur. Hele zincir zırh passız olamaz. Kızıl kahve washsız kabul edilecek gibi değil...

Lütfen kusuruma bakma emeğinin karşısında şapka çıkartıyorum. Ama kutlama mesajlarına katılamıyorum... Diğer türlü mizansen gayet güzel... İyi düşünülsüş ve planlanmış...

Saygı ve selamlar

İdris Abiciğim; çoğu figürün koltuk altları kıllı misali kalıp artığı dolu.

Sonra :
4. karedeki Töton şövalyesinin miğfer boynuzlarına dikkat
5. karedeki Müslümanların kalkanlarına dikkat (her ikisinin de)
6. karedeki kılıçlı Müslümana topuz kaldıran haçlı askerine dikkat
Aynı karedeki o Moğol ya da Tatar askeri nerden gelmiş ? (Kafa traşlı ve sadece kuyruğu var) Müslüman askerilerine uymuyor ???
8.karenin sol kenarından gözüken topuzun metal ucuna dikkat...
9.karedeki askerlere zımpara hiç değmemiş...

Daha sayayım mı ?

Su buharı temel olarak havada yani atmosferde var olduğu için çölde de bulunur. Bunu meteoroloji asıl mesleğimin temelini oluşturduğu için (flight dispatcher) ve de askerlikte hayatı idame gördüğüm için acizane biliyorum. (Hatırlarsan kumu azıcık eşeleyip miğferini ağzı yukarı doğru koyar bir de bez parçası gerersin üzerine. Orada bırakınca sabaha bir bardaktan biraz fazla su bulursun içinde miğferin. Pilot arkadaşlar bu yöntemin belki 40 çeşidini bilirler.)

Diğer yandan bu savaşlar çölde değil denizden çok da fazla uzak olmayan Kudüs' te ve de hemen Akdeniz' in kıyısındaki Yafa ve civarında, Taberiye Gölünün ve ölü denizin yanıbaşında oldu.

Daha da hata ararsak kalenin mimarisi de haçlı seferleri dönemindeki ortadoğu kale mimarisine uymuyor.

Arkadaşımızı demotive etmek değil amacım ama maketçilik eline geçen plastiği tahtayı toplamak ve boyamak değil o tarihi gözünde ve sonunda elinde canlandırmak değil midir ?

Sevgili İdris Ağabeyciğim; aynı sırayla gideyim :

1- Benim facialarla başlayabilirsin.    :D

2- Bu amcaların vinil olduğuna dair tek ibare senin yorumundaki bir tahmin. Artt öyle bir ifadede bulunmamış ki. Kaldı ki vinil ise de iyi bir maket bıçağı varsa bence zımparaya gerek kalmaz. Onun için de bir yöntem olmak zorunda...

3- Ehemm... Bu iş benim Panther konusundaki gibi pasa püsüre dönecek yine... :D

1940' ların hem de Krupp gibi metal işleme devlerinin elinde işlenmiş o çağın metalürji teknolojisine göre geliştirilmiş metallerden yapılan zırhın paletin acilen paslanması gerekirken 1100 yılının zırhı yıılar süren yürüyüş ve gemiyle yapılan filance haftalık / aylık seyahatten sonra parlak kalması normal ise demek ki bu kardeşin bundan sonraki ilk AFV' sini oto kuaförden yeni çıkmış gibi pırıl pırıl gezdircek ve sen de "orası eskimemiş burası temiz kalmış" diye bana fırça atmayacaksın...   :D

Bahsettiğin statü farkına bakarsak o zaman bu kale asilzadelerin klübü filan vaziyetindeydi sanırım zira zırhsız tek hristiyan kul yok... Abi o statü farkı avrupadaki iç çatışmalarda vardı o devirde ki zaten kılıç vs edinmesi yasaktı alt düzeylerin...

4- Kale mimarisi konusuna fazla girmeyeceğim dediğin gibi. Ama tabya stiline dikkatle bakarsan 14. yy.' da başlayan katlı sistem akımına mensup olduğunu göreceksin. O zamanlar katlı tabyalar hele hele taş döşeli ikinci kat...

Son olarak da "koltuk altı kılı" tabirini genelde kaldırılmış kolların altları atlandığı için kullandım.
Vinil, plastik, resin, tahta taş, alçı... Tesviyenin MUTLAKA bir yöntemi olmalı ve bu da kullanılmalı. Sigaraysa sigara, çekiçse çekiç... Niye o zaman puttylerle 12000 grit zımparalarla uğraşıyoruz ?? Maketi yapıştırıp bas boyayı olsun bitsin... Bu mudur ?

Bu faydalı münazara umuyorum ki Artt kardeşimize faydalı olacaktır. Neleri dikkate almak gerektiğine dair bir işarettir. Ben kötü sen iyi polis rolüyle faydalı olmuşuzdur diliyorum ki...

Saygılar

Ancak 72 ölçek asker yapmamış birisi bunu yazabilirdi zaten :)).
Evet benimki bir tahmin ama oldukça isabetli bir tahmin.
Vinil zım-pa-ra-la-na-maz,maket bıçağı ile yapılan düzeltmeler risk-li-dir.
"Başka yöntem olmak zorunda" demek soruna bi çare getirmiyor.



Paslanır diyen ben değilim ki.İdda edenler düşünsün biraz işe yeni başlayan acemiler konuyu neresinden alıyorlar diye.




Statü farkı her yerde vardır.Yerini yurdunu bırakıp tek başına arabistan çöllerine gidenlerde bunların fukara olanlarıdır.
Bence böyle bir sahnenin olması hiçde imkan dışı değil.
Zırh dediğin bakım ister.Bu amcalarda gereken bakımı yapmışlar.



Hala havada bir idda.Eleştirilecek en son şey belkide.



Ben hala o derece çapak olmadığını söylüyorum.Alınacağı kadar alınmış zaten.
Yeni bir tesviye metodu bulan beri gelsin.Bütün 72 çalışanlar minnettar kalır.
Bu arada 12000 zımpara ile ne yaptığınızı merak ettim.



Ben çok iyi kötü polis olurum.



Müsait bi zamanımda bi demo yapayım bari.

Ne yanlış ne de doğru; bu alıntı sadece ortaçağ çeliğinin gayet de parlak kalabileceğine dair itirazıma bir "abartı sanatı" kullanılarak katkıda bulunulmasıdır.

Olay zaten ortaçağda geçiyor.
Gerçi bende o barbarların yarı yolda tetanosdan ölmelerini tercih ederdim ama mukadderat işte...